Merhaba,
Çevre köylerde kuyularda yeraltı su seviyelerini incelemek için dolaşıyordum. Köylüköyü’nde yuyuların çoğu kurumuş. Köteyli, Üçpınar, Ovaköy, Pamukçu ve diğer tüm yerlerde yeraltı su seviyeleri 2-4 metrelerden 20-25 metrelere inmeye başlamış.
Bir arkadaşımla dolaştık kırsalda. Köselerde 3-4 metrede olan su seviyesi akşam sorduğumuzda 60 metredeki sondaj kuyusunda bitmiş. Yeni sondaj kuyusu açıyorlardı ve 200 metrelere kadar ineceklerini söylediler. Düşündüğünüzde bu kuraklığın nasıl bir ivmeyle hızlandığını gösteriyor.
***
Yeraltı sularımız hızla tükeniyor. Akabinde gerçekleşecek kuraklık peşinden birkaç yıl içinde çölleşmeyi getirecektir. (Allah korusun.)
Gerek yerel gerekse genel yönetimler tarafından hiçbir tedbir alınmadığı takdirde felaketlerle karşılaşılması işten bile değil. Bu sene Şubat ayında İkizcetepeler Barajına bir gidip gören oldu mu bilmiyorum. Sudaki seviye kış ayına rağmen düşük sayılabilecek oranlardaydı.
Bir de şimdi gidip görün. Baraj kuruyor.!
Yakında sulama suyunun kesilmesi kaçınılmaz. Hatta an itibariyle kesilmesi gerekir, mecburen. Sulama Birlikleri siyasi baskılarla neredeyse kurumuş haldeki baraja göz dikmeyip, DSİ’nin sulama kanallarından maksimum istifade etmeye çalışıp ovalarda açabildikleri su kuyularından yararlanma yoluna gitsin. Muhtemelen de bu böyle yapılıyordur diye düşünüyorum.
******
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ DAİRE BAŞKANLIĞI KURULABİLİR Mİ?
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, 20 ilçesiyle birlikte hizmet edip yatırım ve projeler ürettiği Balıkesir’i şiir gibi yöneteceklerini söylediğinde muhalefet edenler son dönemde ortaya çıkan hizmetlerle bu ifadenin anlamını idrak etmeye başlamıştır herhalde. Neyse, ben siyasi polemiklere girmeden Yücel Yılmaz başkana önerimi sunayım, İklim Değişikliği Dairesi Başkanlığı. Büyükşehir Belediyemizin bünyesinde böyle bir Daire Başkanlığı kurularak Şehr-i Balıkesir’imizin dünyanın da bir numaralı gündemi olan bu alanda geleceğe dair çalışmalar yapması çok yararlı olmaz mı? Hem de Balıkesir üç İstanbul büyüklüğündeki eşsiz bir coğrafyaya sahipken. Kimsede olmayan denizler bizde var. Kimsede olmayan göletler bizde var, Barajlar, tarım alanları, dağlar, ovalar vs vs..
Biliyorum, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı var. Ancak yerel yönetimlerde bunun fiilen bu şekilde işlerlik kazanması, kazandırılması çok daha yerinde olmaz mı acaba? Elbette büyükşehirlerden başlanarak. En azından pilot bir uygulama yapılabilir mi. Ne dersiniz, düşünmeye tartışmaya değer bir konu değil mi sizce de?
Çok geç olmadan “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği Daire Başkanlığı” kurulup (İşin başına da konunun uzmanı, coğrafyaya hakim bir ‘Meteorolojist’ geçirilebilir) ve gerekli planlamalar yapılıp geleceğin Su Kavgaları, Su Savaşları, adına ne derseniz deyin bugünden önünü almaya çalışmak bence bu şehre, bu ülkeye yapılacak en güzel hizmetlerden olacaktır.
YOKSA..
Bir an evvel tedbirler alınıp çalışmalar yapılması lazım. Ama ortada daha bir Daire Başkanlığı bile yokken bu işler gerekli ehemmiyette yürütülemez. Bu konu neden mi önemli? Çünkü; “İklim değişikliği” ve “Kuraklık” üzerimize freni boşalmış kamyon gibi geliyor!
Sağlıcakla kalın..