Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cebeci Kız Yurdunda düzenlenen Diplomat Akademi Kampı adlı programa katıldı. Program sonrası Sözcü Kalın, gazetecilerin sorularını cevapladı. İsveç ile gerçekleşecek toplantının ileri bir tarihe ertelendiğini hatırlatan Kalın, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bundan sonra İsveç bağlamında yaşanacak gelişmeler, atılacak adımlara bağlı olarak kesinleşmiş bir tarih söz konusu değildir. Biz baştan belli objektif ilkeler koyduğumuzu ifade ettik. Bu nedir? Türkiye’nin Milli Güvenliğine tehdit teşkil eden terör unsurları ortadan kaldırılmadığı sürece özellikle İsveç bağlamında, bu Finlandiya, başka bir ülke de olabilir üyelik sürecinin ilerlemeyeceğini açık ve net bir şekilde ifade ettik. Bu süre zarfında hem İsveç ve Finlandiyalı mevkidaşlarımızla hem NATO sekreterleriyle diğer ülkelerde yaptığımız görüşmelerde hep şunu söyledik. Adım atılırsa biz bunları karşılıksız bırakmayız. Türkiye’ye dönük FETÖ, PKK gibi benzeri yapılanmalar buralarda temizlendiği zaman, buralar artık bu örgütler için güvenli limanlardan çıktığı zaman Türkiye de bunları karşılıksız bırakmaz. Zira biz prensipte NATO’nun genişleme ilkesini destekliyoruz. NATO ittifakının da önemli bir üyesi olarak, bir müttefiki olarak bu süreci olumlu değerlendirdiğimizi ama atılması gereken adımlar olduğunu ifade ettik.”
İsveç’in terörle mücadele yasasını değiştirdiklerini ve bunun için zamana ihtiyaç duyduklarını ifade eden Sözcü Kalın, “Haziran’a kadar bir süreye ihtiyaç duyduklarını zaten kendileri ifade ettiler. Biz de bunu bütün müttefiklerimizle ve herkese açık bir şekilde ifade ettik. Burada herhangi bir gecikme söz konusu değil. Bu bizden kaynaklanan bir durum değil zira diğer ülkeler Temmuz ayında yapılacak NATO zirvesinde bu ülkelerin de üye olmalarını istiyorlar. Bu yönde görüş beyan ediyorlar. Biz de onlara Türkiye’den kaynaklanan bir blokaj, herhangi bir gecikme söz konusu değil. İsveç tarafı bu terörle mücadele yasasını yazıp bunu uygulamaya geçirdikten sonra Türkiye’nin bu konudaki taleplerini yasal bir güvence ve çerçeve içerisinde yerine getirebileceğini ifade ediyor. Dolasıyla bu süreyi isteyen İsveç tarafı bu tamamlandığında biz de o zaman duruma tekrar bakar ona göre değerlendirme yaparız” diye konuştu.
“Olumlu bir adım atılmazsa sürecin işleyeceği bu tür olaylar bu tür gösteriler yaşanırsa da sürecin ilerlemeyeceğine dair pozisyonumuzu muhafaza ediyoruz”
Finlandiya’da, İsveç’tekine benzer hadiseler yaşanmadığını belirten Kalın, “İsveç’teki FETÖ, PKK yapılanması Finlandiya’da daha sorunsuz olarak değerlendirildiği için biz aslında bir müddettir kendi içimizde konuşuyorduk. Cumhurbaşkanımız da bu yönde hem Finlandiya tarafı hem NATO müttefiki ülkelere hem de İsveç’e bir mesaj vermiş oldu. Bu konuda olumlu adım atarsanız Türkiye bunu karşılıksız bırakmaz diye. Bu çağrı hem İsveç hem Finlandiya tarafında değerlendiriliyor. İsveç ve Finlandiya bu sürece birlikte başladılar ve birlikte irade ortaya koydular. Biz buna saygı duyuyoruz. Ben mevkidaşlarımla bu konuları görüşüyorum. Bu konuda nasıl bir değerlendirme yaparlar nasıl bir teklifle gelirler yeni bir süreç mi başlatırlar onu göreceğiz. Bu onların takdirinde olan bir konu bizim açımızdan biz ortaya konan 3’lü mekanizma çerçevesinde ilkeler adımlar atılır. Türkiye’nin bu konuda güvenlik kaygıları giderilirse biz de olumlu adım atacağımızı ifade ettik. Ama bunların tersi yönünde bir şeyler olursa İsveç’te yaşanan son hadiseler maalesef bu yönde oldu. Kur’an-ı Kerim’in yakılması, Cumhurbaşkanımızı hedef alan menfur gösteriler yapılması ve müsaade edilmesi bizim için kabul edilemezdi. Dolaysıyla biz de tavrımızı net bir şekilde ortaya koyduk. Görüşmeleri de ileri bir tarihe erteledik. Eğer olumlu bir adım atılmazsa sürecin işleyeceği bu tür olaylar bu tür gösteriler yaşanırsa da sürecin ilerlemeyeceğine dair pozisyonumuzu muhafaza ediyoruz” şeklinde konuştu.
Finlandiya ile görüşmelerin devam ettiğini ifade eden Kalın, “Bundan sonra Finlandiya farklı bir değerlendirme yapar mı bu onların takdirlerinde olan bir konu. Kendileri ile istişarelerimizi sürdürüyoruz. Belki önümüzdeki haftalarda bu konuda netlik oluşur onlar da bir değerlendirme yaparlar. Benim de mevkidaşlarımla telefon görüşmelerim olacak. Görüşmeler ve istişareler neticesinde buna göre durumu değerlendirip karar vereceğiz” dedi.
Bir gazetecinin F-16 programı ile ilgili ABD Kongresinin ön şart deyimiyle ilgili soruya ise Kalın şu şekilde cevap verdi:
“F-16 programı ile ilgili kongrenin ön şart deyimlerini biz de duyuyoruz. Yönetimin böyle bir talebinin ya da arzusunun olmadığı bize iletildi. Bizim de değerlendirmemiz bu yönde. Eğer Kongre’de mesela Menendez gibi bazı senatörler bunu bir ön şart olarak getirirlerse ama eş zamanlı olarak da Yunanistan’ın F-35 talebine olumlu cevap verirlerse NATO ittifakı içerisinde tarafsızlık pozisyonlarını yitirmişler olurlar. Bunu bir ön şart olarak getirilerse bu Türkiye açısından asla kabul edilemez bir durumdur. Bizim bunu esas alarak herhangi bir adım atmamız söz konusu olmaz. F-16 programını İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine bağlı hale getirirlerse hiç gündemlerine almamaları daha iyi olur. Bizim o yönde bir geri adım atmamız söz konusu değil. Bunlar birbirinden ayrı süreçler, bağımsız süreçlerdir. Biz F-16 programını hem kendi hava kuvvetlerimiz için hem NATO ittifakı içerisinde hava gücümüzü artırmak için değerli bir alternatif olarak görüyoruz. Ama ABD yönetimi ya da kongresi bu konuda kendince ön şartlar getirir ve böyle bir yaklaşım içerisinde girerse biz kendi yolumuza devam ederiz. Elimiz kolumuz bağlı oturacak halimiz yok. TSK kendi modernizasyonu için kendi imkanlarını geliştirmek için başka alternatiflere devam eder. Kendi milli imkanlarımızla yeni teknolojileri ve kabiliyetleri geliştirmeye devam ederiz. SİHA teknoloji alanında son yıllarda güzel aşamalar kaydettik. TB-2 derken artık KIZIL ELMA yakında uçuşlara başladı ve yakında envantere de girecek. Bu imkan ve kabiliyetler Türkiye artık ileri noktalara geldi.”
‘ABD yönetimiyle F-16 programı sona erer mi’ sorusuna ise Sözcü Kalın, “Biz devam etmek isteriz. Biden yönetiminin niyetini ve arzusunu biliyoruz ama Kongre’de bir şekilde takılırsa buna göre değerlendirme yaparız” yanıtını verdi.
Gazetecinin, ‘Suriye ile görüşmelerin yeri ve tarihi belli oldu mu? İran’ın da görüşmelere katılacağı’ yönündeki sorusu üzerine Kalın, şu şekilde konuştu:
“Henüz yeri ve tarihi belli değil. Biz İran’ın sürece dahil olmasından memnuniyet duyarız. Suriye sahasında önemli bir aktördür. Müzakerelerde İran’ın bulunması bize göre katkı sağlar. Dışişleri bakanlarımız görüşüyorlar. Bu ay içerisinde olabilir ancak henüz kesinleşmiş bir tarih ya da yer söz konusu değil. Ama önümüzdeki haftalarda bu toplantıların da gerçekleşmesini bekleyebiliriz.”
Bazı ülkelerin Ukrayna’ya tank verilmesi ve Türkiye’nin bu yöndeki planının ne olduğuna dair ilişkin soruya ise Kalın, “Biz savaşın başından beri, ‘bu savaşın kazananı olmaz’ diye Cumhurbaşkanımız açık bir şekilde ifade etti. Tabii ki toprakları işgale uğrayan Ukrayna’nın harekete geçmesi en doğal hakkıdır. Onların bu mücadelesini böyle değerlendirmek gerekir. Fakat savaşın uzatılması da başka sorunları beraberinde getiriyor. Acaba bu sorunu çözmenin yolu bu mudur? Bunu da sormamız gerekiyor. Biz baştan beri iki tarafı da bir araya getirmek için yoğun bir diplomatik mücadele verdik vermeye de devam ediyoruz. Esir mübadelesinden tahıl sevkiyatına, Zaporijya Nükleer Santrali’nin güvence altına alınmasından savaşın sonlandırılmasına yönelik farklı alanlarda girişimlerimiz devam ediyor. Biz bir an önce tarafların müzakere yoluyla ilerlemesi yönünde telkin ediyoruz ve çaba sarf ediyoruz. Her iki tarafı bir araya getirmeye gayret ediyoruz. Savaşta 1. yıla gireceğiz umarız daha da uzamaz. Zaten binlerce insanın ölümüne ve yıkıma sebep oldu. Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve güvenliği temelinde bir çözümün gerekliliği kanaatindeyiz” diye yanıt verdi.