Doğal afetlerden sonra görülme riski en yüksek hastalıklardan biri olan kolera ile ilgili savlar akabinde İstanbul Tabip Odası’ndan açıklama geldi.
İstanbul Tabip Odası (İTO), toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada; “Adıyaman’da bulunan İTO takımları #deprem sonrası kolera salgını olduğu bilgisini teyit etmedi. Bilgi kirliliği olmaması için itina gösterelim.” sözlerini kullandı.
KOLERO NEDİR?
Kolera, Vibrio cholerae isimli bakterinin neden olduğu bağırsak enfeksiyonuna bağlı olan, akut ve şiddetli ishal ile seyreden bir hastalıktır. Kolera, kalabalık ortamlarda yaşayan savaş, yoksulluk ve doğal afetlerden etkilenen topluluklarda kolay kolay yayılıp ölümlere yol açabilmektedir.
Koleranın su ve şahsî hijyenin yetersiz olduğu yerde görülme mümkünlüğü daha fazladır. Başta su hijyeninin yetersiz olduğu toplumlar olmak üzere, göçmenler ve yerleşik sistemi olmayan nüfus kümelerinde kamp hayatının olduğu bölgelerde, ayrıyeten kanalizasyon sisteminin içme ve kullanma sularına karıştığı çok yağmur, sel, zelzele üzere doğal afetlerden sonra görülme riski yüksektir. Risk altındaki toplumun hayat şartlarının güzelleştirilmesi ve halkın eğitimi, hastalığın önlenmesinde temeldir.
KOLERA NASIL BULAŞIR?
Kolera, enfeksiyon oluşturabilecek ölçüdeki kolera etkeninin ağızdan alınmasıyla bulaşır. Enfeksiyon çoklukla dışkı karışmış sular aracılığı ile bulaşmaktadır. Bulaşma, bu suyun direkt içilmesiyle ya da bulaştığı yiyeceklerin yenmesi ile gerçekleşir. Hastalık bulaşmış bireylerin kirli elleriyle temas eden yiyecekler de hastalığı bulaştırabilir. Koleranın direk temas ile (örn: tokalaşma, dokunma ya da hasta bir bireye tedavi ederken) beşerden insan geçişi gözlenmemiştir. Kuluçka müddeti, birkaç saatten, beş güne kadar uzayabilir fakat ekseriyetle 2-3 gündür. Dışkıda Kolera etkeni bulunduğu sürece bulaşıcılık devam eder. Çoklukla güzelleştikten sonra birkaç gün sonraya kadar dışkıda etken görülse de bazen taşıyıcılık aylarca sürebilir. Aktif antibiyotikler bulaşıcılık müddetini kısaltır.
KOLERA BELİRTİLERİ
Kolera enfeksiyonlarının birden fazla hafif seyreder. Hastalarda hiçbir semptom olmayabilir yahut sırf hafif bir ishal olabilir. Karın ağrısı, bulantı, kusma, bol ve sık, pirinç suyu görünümünde dışkılama, su mineral ve tuz kaybına bağlı olarak susuzluk hissi, kas krampları görülebilmektedir.
Ancak hastaların bir kısmında hastalık ağır sulu ishal ve kusma ile başlar ve bedenden büyük ölçüde sıvı ve tuz kaybı ile sonuçlanır. Hastada susama hissi oluşur, idrar çıkışı durur, süratli bir kilo kaybı ve sıvı kaybı gelişir. Ağır kolera olgularında sıklıkla mide, kol ve bacaklarda kramplar olur. Bu şahıslarda beden sıvılarının süratle kaybedilmesine bağlı dehidratasyon ve şok tablosu ortaya çıkar. Tedavi edilmez ise saatler içinde mevtle sonuçlanabilir.
