Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, altılı masanın dünkü toplantısında başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliği teklifi verilmesi konusunun görüşüldüğünü, çerçevesinin gelecek hafta netleşmesinin ardından teklifin TBMM’ye sunulacağını bildirdi.
Uysal, bir otelde düzenlenen toplantıda basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.
Uysal, Türkiye için yeni bir dönemin başlayacağı kanaatinde olduğunu ifade ederek, Türk milletinin enerjisine inandıklarını ve güvendiklerini bildirdi.
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş cinayetine değinen Uysal, “(Sokağın aklı yoktur) denir. Sokaktan medet umanlar, yedeklerine aldıkları hukuk dışı unsurlarla beraber siyasetin mecrasından çıkmasına vesile olmazlar dileğimi paylaşıyorum.” ifadelerini kullandı.
– “Seçimin 30 Nisan veya 14 Mayıs arası bir tarihte erkene çekileceği anlaşılıyor”
Uysal, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Altılı masanın dünkü toplantısının ardından yapılan açıklamada kurulacağı belirtilen ortak komisyonun nasıl belirleneceği ve çalışacağıyla ilgili soru üzerine Uysal, iktidarın altılı masayı dağıtmayı hedeflediğini savundu, kendilerinin de buna karşı bir akıl ortaya koymak durumunda olduklarını söyledi.
Uysal, seçimlerin öne alınması konusunda iktidar cephesinden de bazı değerlendirmelerin yapıldığını anımsatarak, şunları kaydetti:
“Buradan anlaşılıyor ki, 30 Nisan veya 14 Mayıs arası her iki tarih de olabilir, bir tarihte seçimin biraz erkene çekilmesi. Bu takvimlemeye baktığımızda, YSK’nin olası takvimlemesini simülasyonunu da yaptık oraya da baktığımızda makul bir süre var. Hem cumhurbaşkanı adayının belirleneceği süre hem de ittifak modelinin nasıl gerçekleşeceği en etkin neticeyi alabilmek noktasında siyasi partilerin önceliklerini ‘bir’lemek noktasında bir süreç işleyecektir. Siyasi partilerin temsilcileri bu noktada nasıl bir model ortaya konabilir bu çalışmayı yapacaklar. 26 Ocak’ta ilk toplantımız ama toplantıya da kalmadan mutlaka siyasi partilerin bire bir görüşmelerinde de bütün bunlar hem şifahi olarak hem de resmi toplantılarla gündeme gelecektir.”
Altılı masanın cumhurbaşkanı adayının kim olacağına ilişkin soruya Uysal, toplantıda bunun usulüne ilişkin bir değerlendirme olmadığı yanıtını verdi. Uysal, siyasi partilerin karşılıklı değerlendirmeleri olacağını belirterek, “26’sındaki toplantıya kadar ikili, üçlü ziyaretlerle karşılıklı olarak bu istişarelerin kademe kademe olgunlaşarak net karara erişeceği kanaatindeyim. En azından kendi değerlendirmem, seçim takvimi başlayıncaya kadar adayın açıklanacağı kanaatinde değilim.” ifadelerini kullandı.
– İsmi öne çıkan aday
Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun “Cumhurbaşkanı ile birlikte altı siyasi partinin genel başkanlarının da imza yetkisi olacağına” dair açıklamalarının hatırlatılması üzerine, nihai çerçevenin 26 Ocak’taki toplantıda çizileceğini kaydetti.
“Ortak aday noktasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi mi öne çıkıyor?” sorusuna Uysal, şu yanıtı verdi:
“Sayın Kılıçdaroğlu da dahil olmak üzere, isimler üzerinden bu toplantıda hiçbir değerlendirmemiz olmamıştır. Elbette eğer ortak bir aday çıkmıyorsa, tüm siyasi partilerin genel başkanları tabii bu iddiaya sahiptir. Bunu ifade etmeye gerek bile yok. Ben bu çerçeveden bakınca siyasi parti genel başkanlarından biri olması gerektiği, sürecin etkin bir şekilde yürütülmesi noktasında daha fazla imkan vereceği fikrimizi zaten daha önce paylaştık. Bugün de sizinle bir daha paylaşmak isterim.”
– “Başörtüsüyle ilgili bir teklifin verilmesi hususunu değerlendirdik”
Uysal, altılı masanın başörtüsüne ilişkin anayasa değişikliği çalışması olup olmadığıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi:
“Bugün geldiğimiz noktada iktidarın bir teklifi var. Siyasi parti gruplarına sundular. Anlaşılıyor ki, basına yansıyan şekliyle takip ettim, önümüzdeki hafta siyasi parti gruplarıyla tekrar bir görüşmeleri olacak. Dünkü değerlendirmemizde hem yasa teklifi sürecinin işlemesi hem anayasa teklifi sürecinde sadece CHP değil Meclis’te temsiliyeti, milletvekilleri, grubu olan partiler olarak biz de hazırlığımızı gerçekleştireceğiz. Bu noktada kendi tekliflerimizi inşallah Meclis’e sunacağız. Altılı masa içinde Meclis’te milletvekili olmayan siyasi partiler de var ama en azından DP olarak bizim konuşmalarımız çerçevesinde siyasi partilerle beraber bu teklifin oluşturulması noktasında bir fikrimiz var. Bu süreci işleteceğiz. Başörtüsüyle ilgili bir teklifin verilmesi hususunu değerlendirdik. İnşallah önümüzdeki hafta bunun çerçevesi netleşir. Bizler bu noktada hazırlığımızı yaparak farklı endişeleri giderecek, iktidarın suistimallerine, manipülasyonlarına imkan vermeyecek şekilde bir sürecin işlemesini istiyoruz açıkçası.”
Anayasa değişikliği için TBMM’de 175 milletvekili bulunan altılı masadaki siyasi partilerin 25 milletvekiline ihtiyaç duyduklarının hatırlatılması üzerine Uysal, “İfade ettiğiniz gerçeğin bilincindeyiz. Biz en azından kendi fikrimizi kamuoyuyla paylaşıp Meclis’te de milletvekillerinin imzasına açmak noktasında bir düşüncemiz var.” ifadelerini kullandı.
AK Parti’nin anayasa değişikliğiyle ilgili kanun teklifinde başörtüsü ve aileyle ilgili düzenlemelerin olduğunun hatırlatılması ve altılı masanın anayasa değişikliği teklifinde de bu iki maddeye ilişkin düzenlemenin olup olmayacağıyla ilgili soruyu Uysal şöyle yanıtladı:
“AK Parti’nin, her iki düzenlemeyi de hangi maksatlarla gündeme getirdiğini biliyoruz. Toplumsal hassasiyetleri yoklayarak, birtakım değer yargıları üzerinden kültür alanında bir rekabete dönüştürerek aile ve başörtüsü düzenlemesinin getirildiği bilincindeyiz. Bizim en azından dünkü toplantıda değerlendirmemizin çerçevesi başörtüsüyle ilgiliydi.”
– İBB’ye kayyum atanacağı iddiası
Uysal, “İstanbul Büyükşehir Belediyesine kayyum atanacağını düşünüyor musunuz?” sorusuna “Evet, o düşüncedeyim. Kayyum atamak ve görevden açığa almak için fırsat kolladıklarını görüyoruz.” yanıtını verdi.
Uysal, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “İBB’ye kayyum atama niyetlerinin olmadığına” ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine şu yanıtı verdi:
“İktidarın sözleriyle icraatlarının ne olduğunu biliyoruz. Suyun başında durmuş kurt, deyim yerindeyse ‘Yiyeceğim’ diyor. Bu niyetlerini, yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde gördük. Kamu eliyle İçişleri Bakanlığının yürüttüğü soruşturmalarda muhalefet belediyelerinin nasıl hedef alındığını da biliyoruz. Ortak bir kararlılık var. Saraçhane’de de bu ortaya konuldu aslında. Sadece İBB ile değil bundan sonra seçim sürecinde diğer büyükşehir belediyeleri başta olmak üzere muhalefetin elindeki belediyelerle ilgili bu tür teşebbüslere karşı kuvvetli bir direnci oluşturmak noktasında kararlılığımız var. Bu mesele de bu çerçevede gündeme geldi.”