Prof. Dr. Acar Baltaş, Bahçeşehir Kolejinin Ankara Yerleşkeleri velileri ile “Zor Vakitlerde Yaşamak” başlıklı seminerde bir ortaya geldi.
Eğitimde yenilikçi ve öncü bir kurum olma misyonuyla çalışmalarını sürdüren Bahçeşehir Koleji, sarsıntı bölgesindeki yaklaşık 4000 öğrencinin naklini farklı kentlerdeki yerleşkelerine gerçekleştirdi. En çok nakil yapılan kentlerinden biri Ankara oldu. Bu çerçevede Bahçeşehir Koleji, 11 Mart Cumartesi günü Ankara İncek Kampüsü’nde depremzede velilerinin de davetli olduğu seminerde Psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş’ı konuk etti. Tüm Türkiye’yi acıya boğan zelzele felaketinin akabinde ruh sıhhatimizi muhafazanın değerine dikkat çeken Prof. Dr. Baltaş’ın “Zor Vakitlerde Yaşamak” bahisli seminerin velilerin ağır ilgisiyle karşılandı.
Deprem üzere olaylarda tabiat karşısındaki yetersizlik ve aczimizi kabullenmenin ruhumuzda derin yaralar açtığını hatırlatan Prof. Dr. Baltaş, şunları söyledi: “Deprem sonrası dayanağın öncelik olduğu kümeler sırasıyla çocuklar, engelliler, yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve bayanlardır. Başka taraftan günlerce televizyondan yahut toplumsal medya üzerinden enkaz ve kurtarma imgelerine maruz kalan, afetin içinde yaşamadıkları halde, olayları televizyon ve toplumsal medya temaslarından izleyen Türkiye’deki milyonlarca insan da gelişmelerden derin bir formda etkilendi. Ekranda daima olarak yıkım ve kurtarma imgelerini izlemek, toplumun ruh halini bozmuş ve birçok şahısta depresif belirtilerin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu belirtiler ortasında hüzün, güç kaybı, genel bir isteksizlik hali ve suçluluk duygusu en başta gelenlerdir. “İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor” duygusu en ağır histir. Beslenmeden sonra insanın en temel gereksinimi itimat ve güvenliktir. Yaşadığımız zelzele bu gereksinimimizi zedelemiş ve hayatın bütünüyle denetimimizin altında olmadığını gösterdi. Yaşadığımız tipten toplumsal travmalar toplumun birbirine kenetlenmesiyle ve süreç içinde güzelleşir. Yardım etme ve uygunluk yapma hissinin, mana arayışına da temel oluşturarak güçlü bir güzelleştirici tesiri olduğu, bilimsel olarak kanıtlandı.”
Bu periyotta düzgün bir bağlantı için karşındakini akıl vermeden, hissine ortak olarak sabırla dinlemenin çok kıymetli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Baltaş, yapılması gerekenleri şöyle anlattı: “Karşı tarafın anlayacağı seviyede, yaşa ve duruma nazaran konuşmalıyız. Bilmediğimiz hususta ‘Bilmiyorum, öğrenip söyleyeceğim’ diyebiliriz. ‘Korkacak bir şey yok geçti artık! Büyütüyorsun, topla kendini’ dememeliyiz. Karşımızdakinin güçlü yanlarını biliyorsak, bunları hatırlatabiliriz. Size anlatılanılanı diğerine anlatmayın. Konuşması ve anlatması için zorlamayın. Cümleleri onun yerine tamamlamayın. Tutamayacağınız kelamları söylemeyin. İtimat duygusu oluşturmak için çocuklarda fizikî temas sarılmak, başını okşamak, yanınıza almak, birlikte vakit geçirmek yararlı olabilir.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
