1. Haberler
  2. Gündem
  3. Sonsuz Aşk

Sonsuz Aşk

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Başarılı bir gazeteci olan Murat, büyük bir medya kuruluşunda çalışıyordu. Günün birinde, ofisteki rutini sırasında, gözü yeni bir çalışana takıldı. Genç, güzel ve oldukça yetenekli bir grafiker olan Nagehan, onun dikkatini çekmeyi başarmıştı.

Murat, çalışma masasının başında yoğun mesaiye dalmış olan Nagehan’ı ilk kez o gün fark etti. Güneşin ışıkları, genç kadının kumral saçlarını aydınlatıyor, yüzündeki ifadeyi daha da belirginleştiriyordu. Murat, bürosundan çıkıp photokopi makinesine gittiğinde, Nagehan’ın orada olduğunu gördü. Hemen yanına gitti ve özlü bir selam vermekle yetindi. Nagehan, dalgın bakışlarla ona baktı ve kısa bir cevap verdi.

Murat, Nagehan’ın dünyasında pek de yer edinememiş gibiydi. Genç kadın, işine öylesine odaklanmıştı ki, etrafındaki insanları görmezden geliyor, onlarla az konuşuyordu. Murat, Nagehan’ın her hareketini dikkatle izliyordu, ama bu, onun ilgisini çekmeye yetmemişti.

Öğle yemeği saatinde, Murat yine Nagehan’ın yanından geçti. Genç kadın, sandviçini yerken bilgisayar ekranına gömülmüştü. Murat, bir an için duraksadı ve Nagehan’ın güzelliğine hayran kaldı. Ancak Nagehan, ona aldırış etmeden yemeğine devam etti.

Ofisteki diğer çalışanlar, Murat’ın Nagehan’a olan ilgisini fark etmiş ve kıskanmaya başlamışlardı. Bazıları, Murat’ın “başarılı adam” imajını beğenirken, diğerleri ise genç grafikerin dikkatini çekmiş olmasına içerliyordu. Sessizce, Murat’ın Nagehan’la yakınlaşmasını engellemeye çalışıyorlardı.

Ofis günü sona erdiğinde, Murat, Nagehan’ın ayrılışını gözledi. Genç kadın, hızlı adımlarla koridorda yürüyordu. Murat, onun arkasından bakakalmıştı. Nagehan’ın güzelliği, zarafeti ve işine olan tutkusu, onu etkilemişti. Ama henüz bu genç kadına nasıl yaklaşacağını bilemiyordu.

Ertesi gün, Murat, Nagehan’ın ofisteki hareketlerini daha da yakından takip etmeye başladı. Genç kadının, her sabah erkenden gelip bilgisayarının başına geçtiğini, öğle yemeğinde bile ara vermeden çalıştığını görüyordu. Nagehan’ın odaklanmış ve kararlı duruşu, Murat’ı etkilemişti.

Bir gün, Murat, Nagehan’ın yanından geçerken, dizüstü bilgisayarındaki tasarımlarına hayran kaldı. Genç grafiker, müşteri için hazırladığı projeyi son dokunuşlarını yapıyordu. Murat, sessizce Nagehan’ı izledi ve onun yeteneklerini takdir etti.

Günler geçtikçe, Murat’ın Nagehan’a olan ilgisi artmaya başladı. Genç kadının profesyonelliği, çalışkanlığı ve güzelliği, onu büyülüyordu. Ancak Nagehan, Murat’ın varlığını neredeyse fark etmiyordu. Murat, onunla konuşma fırsatı bulmak için çabalıyordu, ama henüz başarılı olamamıştı.

Nagehan, ofiste çok sevilen ve saygı duyulan bir çalışandı. Müşterilerle olan başarılı projeleri ve yaratıcılığı, onu öne çıkarmıştı. Murat, Nagehan’ın bu profesyonel başarısının, onun üzerinde daha da büyüleyici bir etki yarattığını fark ediyordu.

Nihayet, bir gün Murat, Nagehan’a yaklaşmaya cesaret etti. Başarılı bir iş projesi tamamladıkları sırada, Nagehan’la kısa bir konuşma fırsatı buldu. Genç kadın, Murat’ın samimi ilgisine biraz şaşırsa da, ona nazikçe cevap verdi. Bu, Murat’ın Nagehan’a daha da yakınlaşması için ilk adım olmuştu.

Murat, Nagehan’ın kendisine karşı ilgisiz davranmasına rağmen, onu kazanmak için mücadele etmeye kararlıydı. Genç kadının güzelliği, zekası ve yetenekleri, onu çekmişti. Artık Nagehan’ın kalbini kazanmak için çaba göstermenin zamanı gelmişti.

 

Sessiz Aşk

Murat, Nagehan’ın dikkatini çekmeye can atıyordu. İşyerindeki her fırsatta onunla konuşmak, yakınlaşmak için bahane arıyor, ancak Nagehan ilgisini çok umursamıyordu. Yoğun iş temposuna takılıp kalan Nagehan, Murat’ın niyetlerini fark etmekte gecikiyordu.

Ofisteki koridorlarda, yemek saatlerinde ya da fotokopi makinesinin başında, Murat Nagehan’ın yakınına sokulup konuşmaya çalışıyordu. Ancak Nagehan, çoğu zaman kısa ve mesafeli yanıtlarla onu geri çekiyordu. Bazen de işle ilgili konulara yönelip Murat’ın kişisel yaklaşımlarından kaçıyordu.

Murat, Nagehan’ın ilgisini çekmek için gizli gizli çabalıyordu. Onun hareketlerini, davranışlarını dikkatle gözlüyor, en ufak değişiklikleri fark etmeye çalışıyordu. Ama Nagehan, Murat’ın girişimlerinden habersiz görünüyordu.

Bir gün öğle yemeği için birlikte kafeteryaya indiklerinde, Murat nihayet Nagehan’la biraz daha samimi olmayı başardı. Yemek sırasında aralarında sohbet başladı ve Nagehan, Murat’ın daha önceki ilgisine biraz daha kulak vermeye başladı.

“Uzun süredir bu ofiste çalışıyorsun, değil mi Nagehan?” diye sordu Murat. “Nasıl oluyor da seni daha önce fark etmemişim?”

Nagehan hafifçe gülümseyerek yanıtladı: “Aslında ben de seni fark etmekte geciktim. Hep işime odaklanmış haldeyim. Ama sen de burada uzun süredir çalışıyorsun, sanırım.”

“Evet, tam beş yıldır buradayım. İlginç işler çıkarıyoruz, değil mi?” diye devam etti Murat. “Sence de şirket her geçen gün daha da başarılı oluyor?”

Nagehan, “Haklısın, şirket gerçekten büyüyor. Ben de yeni projelerle çok meşgulüm. Ama siz gazeteciler de kendinize has heyecanınızla çalışıyorsunuz” diyerek Murat’a gönderme yaptı.

Murat, Nagehan’ın ilgisini çekmeye başladığını hissediyordu. Konuşmaları gittikçe samimileşiyor, birbirlerini daha iyi tanımaya başlıyorlardı. Murat, Nagehan’ın sessiz ve içine kapanık kişiliğinin ardındaki merak uyandıran yönlerini keşfetmek istiyordu.

Yemek sonrası ofiste tekrar görüşürlerken, Murat Nagehan’a büyük bir tesadüfle karşılaştıklarını söyledi.

“Bence kader bizi bu ofiste bir araya getirdi, Nagehan. Seni tanımak istiyorum, neler yapıyorsun merak ediyorum.”

Nagehan, başlangıçta tereddüt etse de Murat’ın içten ve ısrarlı yaklaşımına karşılık vermeye başladı. Onun samimiyeti, Nagehan’ın dikkatini çekmeye başlamıştı.

“Benim de seni tanımak istediğimi söylemeliyim, Murat. Belki başlangıçta çekingen davrandım ama sen de beni merak ettiğini belli ediyorsun. Birbirimizi daha iyi tanıyalım.”

Bu karşılıklı ilgi, ofisteki diğer çalışanların da dikkatini çekmiş olmalıydı. Etrafta fısıldaşmalar ve kıskanç bakışlar görülmeye başlandı. Murat ve Nagehan, birbirlerine yakınlaşırken, çevrelerindeki kıskanç gözlerden kaçamıyorlardı.

Özellikle Nagehan’ın bir erkek süpervizörü olan Cem, ikili arasındaki yakınlaşmadan rahatsız olmuş görünüyordu. Ara sıra Murat’ın yanına giderek onunla konuşuyor, Nagehan’dan uzak durması konusunda telkinlerde bulunuyordu.

“Murat, sen de bilirsin, ofiste bu tür ilişkiler sıkıntı yaratır. Çalışma arkadaşlarınla sınırlı kalman daha iyi olur” diyerek Murat’ı uyarıyordu.

Ancak Murat, Cem’in bu açık müdahalelerine aldırmadan Nagehan’a olan ilgisini sürdürüyordu. Kıskanç çalışma arkadaşlarının engellemelerine rağmen, Nagehan’la daha da yakınlaşmak istiyordu.

Zaman içinde ikili, iş dışında da buluşmaya başladı. Murat, Nagehan’ı ofis dışında bir kafede görmeye ve onunla daha rahat konuşmaya başladı. Aralarında gelişen duygusal bağ, gün geçtikçe güçleniyordu.

Nagehan, başlangıçta Murat’ın dikkatini çekmeye çalışmasına kayıtsız kalsa da, onun ısrarcı ve samimi çabalarına zamanla karşılık vermeye başladı. Murat’ın içten ve dürüst tutumu, Nagehan’ın dikkatini çekiyor ve onu etkilemeye başlıyordu.

Ofisteki diğer çalışanlar, Murat ve Nagehan’ın yakınlaşmasını kıskançlıkla izliyordu. Onların aralarındaki gizli aşkı keşfetmek için çaba gösteriyorlardı. Ancak Murat ve Nagehan, tüm engellemelere rağmen birbirlerine daha da bağlanıyordu.

 

Kalbin Yankıları

Murat, Nagehan’ı yakından tanımak için her fırsatı değerlendirmeye çalışıyordu. Eğer ona karşı olan duygularını samimiyetle ifade edebilirse, belki de Nagehan’ın kalbini kazanabilirdi.

Bir gün, öğle yemeği saatinde, Murat kararlı bir şekilde Nagehan’a yaklaştı. “Nagehan, daha sonra beraber yemek yemek ister misin?” diye nazikçe sordu.

Nagehan, başlangıçta şaşırmış göründü. Murat’ın ilgisinin farkındaydı, ancak bugüne kadar sessizce onu gözlemlemekten öteye gidememiş, dahası bu ilgiye karşılık vermemişti. Murat’ın teklifi karşısında tereddüt etti.

“Bilemedim, çok yoğunum Murat. Fazla vaktim yok,” diye yanıtladı, göz temasından kaçınarak.

Murat, cesaretle devam etti. “Lütfen, sadece bir saat bile olsa. Seni daha yakından tanımak istiyorum.” dedi, samimi bir ifadeyle.

Nagehan, Murat’ın ısrarcı bakışlarına dayanamadı. Belki de bir kez denemenin bir zararı olmayabilirdi. “Peki, neden olmasın?” diye yanıt verdi, hafifçe gülümseyerek.

Murat’ın yüzündeki mutluluk ifadesi, Nagehan’ın kararını doğru bulduğunu gösteriyordu. “Mükemmel, seni akşam yemeğine götüreceğim o zaman,” dedi heyecanla.

Öğle yemeği saatinde, Murat ve Nagehan yan yana oturarak birbirlerini tanımaya başladılar. İlk başta biraz gergin olan atmosfer, zamanla sıcak ve rahat bir sohbete dönüştü.

Murat, Nagehan’a kendi hayatından, mesleğinden ve hedeflerinden bahsetti. Nagehan da bir yandan Murat’ın ilgisini üzerine çektiği için memnundu, diğer yandan da onun samimiyeti karşısında biraz daha açılmaya başlamıştı.

Sohbet esnasında, Murat Nagehan’ın yetenekli ve başarılı bir grafiker olduğunu öğrendi. Nagehan’ın işine olan tutkusu ve hırsı, Murat’ı daha da etkilemişti.

Yemek sırasında, ikili giderek rahatlamaya ve birbirlerine daha yakın hissetmeye başladılar. Murat, Nagehan’ın konuşurken parlayan gözlerinden, ona olan yakınlığının arttığını hissedebiliyordu.

Nagehan de, Murat’ın ilgisin samimi ve içten olduğunu fark etmişti. Onun karşısında gerçekten özel hissediyordu. Bu duygu, Nagehan’ın duygusal duvarlarını yavaş yavaş yıkmaya başlamıştı.

Yemekleri bittiğinde, Murat Nagehan’a gitmek üzere olduğunda, “Bunu tekrarlamalıyız” dedi. Nagehan, isteksiz olmadığını belli eden bir ifadeyle, “Evet, olabilir” yanıtını verdi.

Murat, Nagehan’ın bu cevabıyla yüreğindeki ümitlerin yeşerdiğini hissetti. Belki de Nagehan da ona karşı bazı duygular besliyor olabilirdi.

Ofise geri dönerken, Murat’ın adımları hafifçe yükselmişti. Nagehan’la geçirdiği bu öğle yemeği, onun için son derece değerliydi. Bundan sonra, Nagehan’ın kalbini kazanmak için daha çok çabalayacaktı.

Öte yandan, ofiste onları gören diğer çalışanlar, Murat ve Nagehan’ın anlaşmış gibi görünmelerinden rahatsız olmuşlardı. İşyerindeki kıskanç ruhlar, Murat’ın Nagehan’a olan ilgisini fark etmiş ve ona engel olmaya çalışıyordu.

Gizli Kıskançlıklar

Murat ve Nagehan’ın birbirlerine yakınlaşmaları, işyerindeki diğer çalışanların dikkatinden kaçmadı. Özellikle Murat’ın Nagehan’a olan ilgisi, bazı çalışanları huzursuz etmeye başladı. Kıskançlık duyguları körüklenirken, olumlu çalışma atmosferi yerini rekabet ve komplolara bırakmaya başladı.

Ofisteki en kıskanç çalışan Mehmet’ti. Yıllardır Murat’ın gölgesinde kalan ve onun gölgesinde kalmaktan bunalan Mehmet, Nagehan’ın Murat’a yönelen ilgisini görünce rahatsız olmaya başladı. Murat’ın başarılı kariyeri ve ofisteki üstün konumu, Mehmet’in kıskançlığını daha da körüklüyordu.

Bir öğle yemeği molasında, Mehmet diğer çalışan arkadaşlarıyla gizlice bir araya geldi. Onlara Murat ve Nagehan’ın aralarında bir şeyler olduğunu fısıldadı. Çalışanlar önce bu fikre sıcak bakmadılar, ancak Mehmet ısrarla durumu açıklayınca ikna olmaya başladılar.

“Murat her gün Nagehan’la özel konuşuyor, görüyorsunuz değil mi? Bence aramızda onların bir ilişkisi var. Bu gerçekten kabul edilemez. Nagehan’ın dikkatimizi dağıtıyor ve işimizi etkiliyor!” diye fısıldadı Mehmet.

Diğer çalışanlar, Mehmet’in sözlerini dikkatlice dinlediler. Bazıları Murat’ın başarısına ve liderliğine kıskançlık duyarken, bazıları da Nagehan’ın güzelliğine ve yeteneklerine hayranlık duyuyordu. Bu durum, Mehmet’in yapmaya çalıştığı komploya zemin hazırladı.

“Nagehan’ın burada olması gerçekten de rahatsız edici. Murat’ın onu kayırması, aramızdaki huzuru bozuyor. Biz de onları ayırmak için bir şeyler yapmalıyız,” diye önerdi Ayşe, ofisteki diğer genç bir çalışan.

Mehmet, Ayşe’nin önerisine hemen sıcak baktı. Nagehan’ın işten uzaklaştırılması veya en azından Murat’tan ayrılması için bir plan kurmaya başladılar. Yalan söylemekten ve dedikodu yaymaktan çekinmeyeceklerdi.

Öğle molasından sonra, Mehmet ve Ayşe koridorda Nagehan’ın yanına yaklaştılar. Nagehan, yeni bir grafik tasarımı üzerinde yoğunlaşmıştı ve onları fark etmedi. Mehmet, Nagehan’a yaklaşarak samimi bir tavırla konuşmaya başladı.

“Nagehan, seni biraz rahatsız etmek istiyorum. Aslında senin için endişeliyiz. Ofisteki herkes senin Murat’la çok yakın olduğunu konuşuyor. Bu durum gerçekten rahatsız edici. Senin ve Murat’ın işlerimizi etkilediğini düşünüyoruz.”

Nagehan, Mehmet’in söylediklerine şaşkınlıkla karşılık verdi. Aklına hemen Murat ile aralarındaki ilişki geldi. İkisinin de profesyonelliğine güvenen Nagehan, Mehmet’in sözlerine inanmadı.

“Mehmet, ne demek istiyorsun? Murat ve ben işimize odaklanıyoruz. Aramızdaki ilişki tamamen profesyonel. Sizleri neden rahatsız etsin ki?” diye karşılık verdi, gözlerindeki şüpheyi gizleyemeyerek.

Ayşe, Nagehan’ın yanına sokularak ona destek veriyormuş gibi davrandı. “Biz sadece senin ve ofisimizin iyiliğini istiyoruz, Nagehan. Biz hepimiz burada çok çalışıyoruz. Senin ve Murat’ın özel ilişkiniz işimizi olumsuz etkiliyor. Bunu anlamana yardımcı olmak istiyoruz.”

Nagehan, Ayşe’nin sözleri karşısında daha da tedirgin oldu. İkili, işyerindeki huzuru bozduklarını ve dedikodulara yol açtıklarını iddia ediyorlardı. Ancak Nagehan, Murat’a olan güvenini kaybetmemişti.

“Beni anlamıyorsunuz. Murat ve ben sadece mesai arkadaşıyız. Aramızda özel bir şey yok. Siz yanlış anlamışsınız. Lütfen beni rahat bırakın,” dedi Nagehan, sinirli bir şekilde.

Mehmet ve Ayşe, Nagehan’ın bu tavrından memnun olmadılar. Ancak onları daha da kızdıran şey, Nagehan’ın Murat’a olan güvenini kaybetmemiş olmasıydı. İkili, Nagehan’ı ikna edemeyince, başka yollar aramaya karar verdiler.

Öğleden sonra, Mehmet ve Ayşe diğer çalışanlarla tekrar bir araya geldi. Bu sefer, Murat’a yönelik bir plan yapmaya karar verdiler. Nagehan’ı etkileyemeyince, Murat’ı hedef almaya karar verdiler.

“Murat gerçekten de çok başarılı ve ofiste herkesin saygısını kazanmış biri. Ama biz de burada çalışıyoruz. Nagehan’ın ona bu kadar yakınlaşması ve onu kayırması bizi rahatsız ediyor. Murat’ı işten uzaklaştırmak için bir bahane bulmalıyız,” dedi Mehmet, diğer çalışanlara.

Ayşe, Mehmet’in önerisine hemen destek verdi. “Evet, Murat’ın profesyonel davranışlarını sorgulamaya başlayabiliriz. Belki de onun etik dışı davranışları olduğunu iddia edebiliriz. Bu şekilde onu işten uzaklaştırabiliriz.”

Diğer çalışanlar da, Mehmet ve Ayşe’nin planına katıldılar. Murat’ın itibarını zedelemek ve onu işten uzaklaştırmak için yalan ve iftiralar yaymaya başladılar. Bu yolla, Nagehan’ın da Murat’tan uzaklaşacağını umuyorlardı.

Ofisteki gerginlik giderek arttı. Murat ve Nagehan, diğer çalışanların kıskanç ve yalan dolu davranışlarından habersizdi. İkilinin ilişkisi, ofisteki bu olumsuz ortamdan etkilenmeye başladı. Ancak Murat ve Nagehan, tüm engellere rağmen birbirlerine daha da yakınlaşmaya başladı.

 

İtiraflar ve Engeller

Murat, Nagehan’a olan duygularının üzerinde daha fazla duramayacağını hissediyordu. İçindeki aşk, her geçen gün daha da güçleniyordu. Nihayet, ona gerçekleri söyleme kararı aldı.

Bir parça heyecanlı, bir parça da korku içinde, Murat, öğle yemeği molasında Nagehan’a yaklaştı. “Nagehan, seninle konuşmam gereken çok önemli bir şey var,” dedi. Gözlerindeki kararlı ifade, Nagehan’ın dikkatini çekti.

“Evet, Murat, ne oldu?” diye sordu Nagehan, merakla.

Murat, derin bir nefes alıp, “Senin için çok özel hissediyorum,” diye başladı. “Uzun zamandır sana olan hislerimi sakladım ama artık dayanamıyorum. Seni çok seviyorum, Nagehan.”

Nagehan, bu sözler karşısında şaşkınlıkla gözlerini açtı. Murat’ın ani itirafı karşısında ne yapacağını bilemedi. İçinde bir şeyler oluyordu, o da Murat’a karşı kendini kapatmaya çalışıyordu ama başarılı olamıyordu.

“Murat, ben… ben de seninle çok yakınlaştığımı hissediyorum,” dedi Nagehan, güçlükle. “Ama bu… bu çok zor. İşyerindeki herkes bizi konuşuyor. Bunu göze alamam.”

Murat, Nagehan’ın endişelerinin farkındaydı. Onun da bu durumdan rahatsız olduğunu biliyordu. Elini tutup, “Nagehan, seni seviyorum. Biz bu zorlukların üstesinden gelebiliriz. Senin yanındayım, sana destek olacağım,” dedi.

Nagehan, Murat’ın sözleri karşısında çaresizce kaldı. İçindeki aşk, onun direnişine rağmen giderek güçleniyordu. Murat’ın ısrarlı tutumu karşısında, Nagehan’ın duygusal duvarları yavaş yavaş yıkılmaya başladı.

O sırada, Murat ve Nagehan’ın aralarındaki yakınlığı fark eden ofis çalışanlarından Ahmet, ikili hakkında yalanlar yaymaya başladı. “Demek Murat ve Nagehan birbirleriyle ilişki yaşıyorlar. Bunu yöneticilere bildirmeliyim,” dedi, kıskanç bir ifadeyle.

Nagehan, Ahmet’in söylentileri duyduğunda, endişeyle Murat’a baktı. “Gördün mü, Murat? İşte bu yüzden açıkça olan bir şey olamaz aramızda. Herkes bizi konuşmaya başlayacak.”

Murat, Nagehan’ın haklı endişelerini anladı. Ama aşkı, bu engellerin üstesinden gelebileceklerine inanıyordu. Elini Nagehan’ın eline koyup, “Endişelenme, Nagehan. Seni ne pahasına olursa olsun koruyacağım. Birlikte bu zorlukların üstesinden geleceğiz,” dedi.

Nagehan, Murat’ın ısrarlı ve güvenli tavrına kendini bıraktı. Onun samimiyetine ve istikrarına inanmaya başladı. Belki de her şeyi göze alabilirlerdi.

Ertesi gün, Ahmet, Murat ve Nagehan hakkındaki söylentileri yöneticilere iletmeye çalıştı. Ama Murat, durumu hemen fark edip Nagehan’a anlattı. İkili, hızlı bir şekilde bir araya gelerek karşı bir plan yaptılar.

Murat ve Nagehan, yöneticilerin karşısına çıkıp, ilişkilerini açık etmek zorunda kaldılar. Ama onlar, birbirlerine olan güvenlerini ve bağlılıklarını vurgulayarak, yöneticilerin anlayışını kazanmayı başardılar.

“Bizim aramızda güçlü bir bağ var. Bu ilişki, işimizi ve iş ortamımızı etkilemeyecek. Tam tersine, biz daha çok motive olacağız ve daha iyi işler çıkaracağız,” dedi Murat, kararlı bir şekilde.

Nagehan da, “Murat benim için çok özel. Onunla birlikte olmak istiyorum. Bize güvenmenizi rica ediyoruz,” diye ekledi.

Yöneticiler, Murat ve Nagehan’ın açık ve samimi tavrı karşısında yumuşadı. Çiftin ilişkisine göz yumma kararı aldılar, ancak iş performanslarında herhangi bir düşüş olması durumunda gerekli önlemleri alacaklarını belirttiler.

Murat ve Nagehan, yöneticilerin kararından memnun ayrıldılar. Artık ilişkilerini gizlemek zorunda değillerdi. İçlerindeki sevgi, daha da güçlenmeye başladı.

Ama diğer çalışanlar, özellikle Ahmet, hala Murat ve Nagehan’a karşı kıskanç ve düşmancı tavırlarını sürdürüyordu. Onlar, çiftin mutluluğuna engel olmak için her yolu deniyorlardı.

Murat ve Nagehan, birbirlerine daha da yakınlaştılar. Aralarındaki güven ve bağlılık, karşılaştıkları zorluklara karşı koyabilmelerine yardımcı oluyordu. İkili, emin adımlarla geleceğe ilerlerken, aşklarının zaferine inanıyordu.

Aşk’ın Zaferi

Murat ve Nagehan için dönüm noktası niteliğindeki bir gün geldi nihayet. İşyerindeki diğer çalışanların kıskanç girişimlerine rağmen, ikili sonunda duygularını açıkça ifade etme kararı aldı.

Murat, bir gün öğle yemeği esnasında Nagehan’a yaklaşıp huzursuz gözlerle ona baktı. Genç grafiker, Murat’ın derin bakışlarını hissedince başını hafifçe kaldırdı. İkili göz göze geldi ve Murat kalbindeki sözleri dökmeye başladı.

“Nagehan, bugün senin için çok özel bir gün olsun istiyorum. Senden çok uzun zamandır gizlemekte olduğum bir şey var. Ben… Sana âşığım.”

Nagehan ilk anda donup kaldı. Murat’ın sözleri, içinde önceden fark etmekte zorlandığı duygularını harekete geçiriyordu. Derin bir nefes alıp gözlerini Murat’ın yüzüne dikti.

“Murat, ben de… Seni seviyorum.” diye fısıldadı.

İkili uzun zamandır bastırdıkları duyguları nihayet paylaşmış, birbirlerine kavuşmuştu. Gözlerindeki parıltı, yüreklerindeki sıcaklık, uzun süredir biriktirdikleri aşkın ortaya çıkışını müjdeliyordu. Dünyalar onların olmuştu sanki.

Ancak huzurlu anlar kısa sürdü. İşyerindeki kıskanç çalışanlar, Murat ve Nagehan’ın yakınlaşmasını fark etmiş ve ikili aleyhine entrikalar çevirmeye başlamıştı. Özellikle Nagehan’ın en yakın iş arkadaşı Ayşegül, Murat’ı her fırsatta kötülüyor ve onun hakkında asılsız söylentiler çıkarıyordu.

Nagehan, Ayşegül’ün bu tavırlarına şaşkınlıkla karşılık veriyordu. Onun neden Murat’a karşı böylesine olumsuz bir tutum sergilediğini anlayamıyordu. Fakat Murat, işyerindeki bu çalkantılı durumdan oldukça rahatsız oluyordu. İlişkisine gölge düşürülmesine göz yumamayacaktı.

Bir gün Murat, Nagehan’ı sessizce köşesine çekti ve endişeli bir ifadeyle konuştu:

“Nagehan, ne olur bana kulak ver. Buradaki hareketlilik benim canımı sıkıyor. Seni onlardan uzaklaştırmak istiyorum. Seninle evlenmek ve yeni bir hayat kurmak istiyorum. Bu çatışma ortamından uzaklaşmalıyız.”

Nagehan, Murat’ın sözlerini duyunca şaşkınlıkla baktı. Evlilik teklifi… Bu beklenmedik gelişme karşısında ne demek gerektiğini bilemedi ilk anda. Ancak Murat’ın endişeli bakışlarına odaklanıp içinden gelen sesi dinledi.

“Evet, Murat. Seninle evlenmek istiyorum.” dedi yumuşak bir sesle.

Aralarındaki engelleri yıkmaya kararlı olan Murat, hemen Nagehan’ın ellerini tuttu. “Bunu duyduğuma çok sevindim. Hemen ailemizle konuşmalı ve düğün hazırlıklarına başlamalıyız.”

Çift, evlilik kararlarını ailelerine duyurdu. Başlangıçta Murat ve Nagehan’ın ilişkisine şüpheyle yaklaşan aileler, zamanla onların samimiyetine ve aşklarına tanık olunca ikna oldu. Evlilik teklifini onayladılar ve çiftin mutluluklarına ortak olmaya karar verdiler.

Murat ve Nagehan, düğün hazırlıklarına hemen başladı. Deniz kenarında, güneşin altında dünyaları bir olacaktı. Sevdikleri insanların desteği ile birlikte, nihayet engellerin üstesinden geleceklerdi.

Düğün günü gelip çattığında bütün gözler çifte çevrilmişti. Nagehan, beyaz bir gelinlik içerisinde eşsiz bir güzellikle yürüdü, Murat’ın koluna girmiş. İkili, yüreklerindeki sevgiyi gözlerinden okutuyordu. Aileler, arkadaşlar, hepsi mutlulukları paylaşıyordu.

Murat ve Nagehan, ömür boyu sürecek bir yolculuğa başlamıştı artık. Kalbindeki aşkın en saf haliyle dışa vurulduğu bu gün, onların arasındaki bağı sonsuza kadar mühürlüyordu.

Mutlu yuva kurma hayali gerçekleşmişti nihayet. Deniz kenarında, hoş bir evde huzurlu bir yaşam süreceklerdi. Çevrelerindekilerin kıskançlık ve kötü niyetlerinin de üstesinden gelmişlerdi.

Yaşayacakları güzel hayatın ilk adımlarını atmaya hazır olan Murat ve Nagehan, birbirine sarılıp öpüştü. Yeni bir hayatın, yepyeni bir başlangıcın hayalini kuruyorlardı şimdi.

 

Yeni Bir Başlangıç

Murat, Nagehan’ın direktorlüğe atandığını duyduğunda heyecanla karışık bir sevinç duydu. Onun için önemli bir kariyer gelişimiydi. Nagehan’ın sektörde kendine güvenli bir yer edinmesi, Murat’ın gözünde daha da değerli hale getiriyordu.

İş hayatındaki başarılarına rağmen, Murat ve Nagehan’ın zihinleri daha önemli bir adıma odaklanmıştı – evlilik. Birbiriyle güçlü bir bağ kuran çift, artık hayatlarını sonsuza kadar birleştirmeye hazırdı.

Düğün hazırlıkları heyecanla başladı. Murat ve Nagehan, deniz kenarındaki güzel bir mekan kiraladılar. Odaklandıkları her detay, onları bir adım daha evliliğe yaklaştırıyordu. Elbiseleri, masaları, müziği, hepsini özenle seçtiler. Ailelerinin de desteğiyle, muhteşem bir düğün organizasyonu hazırlamayı başardılar.

Murat, Nagehan’ı gördüğü anda sanki her şey daha da anlam kazanmıştı. Nagehan, güneş ışığında parıldayan beyaz gelinlik elbisesi içinde muhteşem görünüyordu. İkili, birbirlerine eşsiz gözlerle bakarken, etraflarındaki tüm dünya yok olmuştu. Bu an, her şeyin sonunda başarıya ulaştıklarını hissettiriyordu.

Düğün merasimi, aile ve arkadaşların sıcak tebriklerinin ardından sonra erdi. Murat ve Nagehan, heyecanlı ve mutlu bir şekilde davetlilerin arasından ayrıldılar. Onları deniz kenarındaki evleri bekliyordu.

Evin kapısını açtıklarında, sıcak ve huzurlu bir ortam hissettiler. Artık yeni bir hayata, yeni bir başlangıca adım atmışlardı. Zamanın nasıl aktığını bile fark etmeden, pencereden süzülen akşam güneşinin ışıkları altında birbirlerinin gözlerine baktılar.

Nagehan, Murat’ın kollarına sığındı. İkili, yıllar boyunca biriktirdikleri tüm zorlukların üstesinden gelmişlerdi. Şimdi onları yepyeni bir sayfa, yepyeni bir gelecek bekliyordu.

“Hayatımın en mutlu anı” dedi Nagehan, gözlerindeki sevinç dolu yaşlarla. “Seninle evli olmak benim için en büyük şans.”

Murat, eşini daha da sıkı sararak “Benim için de öyle” diye fısıldadı. “Artık kimse bizi ayıramaz. Sonsuza dek birlikteyiz.”

İkili, birbirlerine sarılı halde pencereden açılan manzaraya baktılar. Denizin ufka uzanan maviliği, onları daha da huzurlu hissettiriyordu. Bu, Murat ve Nagehan’ın yeni hayatlarının başlangıcıydı.

Ertesi gün, düzenledikleri bir taşınma partisiyle tüm eşyalarını yeni evlerine taşıdılar. Evin içini sıcacık döşeyerek, kendilerine ait özel bir yuva oluşturdular. Murat, Nagehan’ın zevkine göre dekorasyon ve mobilya seçiminde ona yardımcı oldu. İkisi de güzel bir uyum içindeydi.

Artık evlerinin içi Murat ve Nagehan’ın ruhlarını yansıtıyordu. Denizin kıyısındaki bu huzurlu köşe, onlara mutluluk ve güven veriyordu. Geçmişte yaşadıkları zorluklar şimdi gülümseterek hatırlanıyordu.

Evde geçirdikleri günler, Murat ve Nagehan’ın birbirine daha da yakınlaşmasına neden oldu. İşten yorgun geldiklerinde, deniz manzarasında uzanıp dinlenmeyi seviyorlardı. Bazen uzun yürüyüşler yapar, bazen de sessizce birbirlerine sarılırdı.

Bu huzurlu rutinin içerisinde, doğurganlık konusunu da konuşmaya başladılar. Murat, Nagehan’ın annelik hayalleri olup olmadığını sordu. Nagehan, kararsız gibi gözükse de, içinde büyüyen sıcak hisleri itiraf etti.

“Bir çocuğumuz olması… Bunu çok istiyorum aslında” dedi Nagehan. “Senin de istediğinden eminim, değil mi?”

Murat, eşinin kollarına sarılarak “Tabii ki istiyorum” diye cevapladı. “Seninle birlikte bir aile kurmak hayallerim arasında yer alıyordu. Artık o zaman geldi.”

İkili, geleceğe umutla bakmaya başladı. Deniz manzaralı evleri, sahildeki romantik yürüyüşleri ve birbirine duyduğu güçlü bağ, Murat ve Nagehan’ın mutluluğunun somut göstergesiydi. Yeni bir yaşamın kapıları, sonunda ardına kadar açılmıştı.

Hayatın Mucizesi

Nagehan, hamile olduğunu öğrendiğinde hem sevinçli hem de endişeliydi. Murat’ın tepkisini merakla bekliyordu. Onunla konuşacağı zamanı kollayan Nagehan, nihayet fırsatı buldu.

“Murat, sana önemli bir şey söylemem gerek,” dedi yavaşça. Gözlerindeki parıltı, genç kadının içten heyecanını ele veriyordu.

Murat, eşinin sözlerindeki ciddiyeti hemen fark etti. “Ne oldu canım? Bir sorun mu var?”

Nagehan, heyecanla Murat’ın ellerini tuttu. “Hayır, tam tersine. Biz… biz bebek bekliyoruz!”

Murat, bir an donup kaldı. Ardından geniş bir gülümseme yayıldı yüzüne. “Gerçekten mi? Bu… bu harika bir haber!” diye bağırarak Nagehan’ı kucakladı.

İkili, birbirlerine sarılıp uzun uzun öpüştüler. Nagehan’ın gözlerinde mutluluk gözyaşları parıldıyordu. Murat, sevinçle eşinin karnını okşamaya başladı.

“Bebeğimiz nasıl?” diye sordu heyecanla.

“İlk kontrolümde her şey yolundaydı. Hekimim, sağlıklı bir hamilelik geçireceğimi söyledi,” yanıtladı Nagehan.

Murat, rahatlamış bir iç çekişle Nagehan’ı daha sıkı sarmaladı. “Bu harika haber. Artık üçümüz bir aile olacağız!”

Nagehan, Murat’ın heyecanını paylaşıyor, yeni başlayacak aile hayatına duyduğu coşkuyu hissediyordu. İlk aylarda aşırı yorgunluk ve bulantı gibi sıkıntılar yaşadı. Ancak Murat, eşine her adımda destek oldu, ona yardım etmeye çalıştı.

Hamileliğin ilerleyen dönemlerinde Nagehan’ın bedeni de değişmeye başladı. Etrafındaki insanların bu değişimlere uyum sağlaması biraz zaman aldı. Nagehan, özellikle işyerindeki bazı çalışanların kıskançlık ve dedikoduları ile baş etmek zorunda kaldı.

Murat, tüm bu zorlu süreçte Nagehan’ın yanında oldu. Onu rahatlatmaya, ona güç vermeye çalıştı. Her gece saatlerce Nagehan’ın karnını okşayarak bebekleri hakkında konuşuyor, onunla hayal kuruyor, geleceği planlıyorlardı.

Doğum günü yaklaştıkça Nagehan’ın heyecanı daha da arttı. Murat, eşine gereken tüm desteği verirken aynı zamanda kendisi de babalık rolüne hazırlanıyordu. Bebeklerinin ismi konusunda uzun tartışmalar yaptılar. Sonunda “Leyla” isminde karar kıldılar.

Doğum günü geldiğinde Nagehan, hastaneye yatırıldı. Murat, eşinin yanından ayrılmıyor, onu cesaretlendiriyor ve rahatlatmaya çalışıyordu. Saatlerce süren zorlu doğum sürecinin sonunda, güçlü bir çığlıkla dünyaya gelen küçük Leyla, her ikisini de büyük bir mutluluğa boğdu.

Nagehan, bitkin ama mutlu bir şekilde kızını kucağına aldı. Murat da duygulanmış gözlerle bebek Leyla’yı sevgiyle seyretti. Küçük ailenin ilk fotoğrafında, çiftin yüzlerindeki ifade, tarifsiz bir huzur ve mutluluk yansıtıyordu.

Hastanedeki ilk günlerde Nagehan, anneliğin kendisinde yarattığı değişimi deneyimliyordu. Bebek Leyla’nın en ufak ihtiyacına bile titizlikle cevap veren Nagehan, artık her şeyini ona adamıştı. Murat da, eşinin bu dönüşümünü yakından izliyor, Leyla’nın büyümesine tanıklık etmekten büyük mutluluk duyuyordu.

Sonunda taburcu olan Murat, Nagehan ve Leyla, deniz kenarındaki evlerine yerleşti. Yeni ailenin bu ilk günleri oldukça yoğun geçiyordu. Sık sık uykusuz geceler, bezlerin değiştirilmesi ve Leyla’nın beslenmesi gibi sorunlarla karşılaşıyorlardı. Ancak Murat ve Nagehan, birbirlerine destek olarak, bu zorlu süreci aşmayı başarıyordu.

Özellikle geceleri, Leyla’nın ağlamasıyla uykudan uyanan Nagehan, Murat’ın kollarındaki güvenli sığınağı buluyordu. Murat da, eşinin yorgunluğunu hafifletmek için elinden geleni yapıyor, ona destek olmaya çalışıyordu. Böylece yeni aile, yavaş yavaş rutinlerini oluşturuyor, Leyla’nın büyümesine tanıklık ediyordu.

Leyla’nın doğumu, Murat ve Nagehan’ın hayatlarındaki en büyük dönüm noktalarından biri olmuştu. Artık üç kişilik bir aile olarak, deniz kenarındaki yuvaları Murat ve Nagehan’ın mutluluğunun ve umutlarının yeni bir simgesi haline gelmişti.

Aşkın Sonsuza Uzanan Yolculuğu

Leyla’nın doğumu, Murat ve Nagehan’ın aile hayatlarına yeni bir boyut katmıştı. Kızlarının gelişi, onları daha da yakınlaştırmış, sevgilerini pekiştirmişti. İlk günlerde yeni anne-baba olmanın heyecanını ve stresini yaşasalar da, Murat ve Nagehan, her zorluğun üstesinden birlikte gelmeyi başarıyordu.

Nagehan, doğum sonrası dönemde bazı fiziksel ve duygusal değişiklikler yaşıyordu. Vücudundaki değişimlere ve bebeğin bakım ihtiyaçlarına alışmak zorundaydı. Murat ise onun yanında olduğunu hissettirmeye, destek vermeye çalışıyordu. Geceleri sık sık uyanmalarına rağmen, Leyla’nın her ihtiyacını karşılamak için birbirlerine güveniyorlardı.

Bir akşam, yorgun argın eve döndüklerinde Murat, Nagehan’ın gözlerindeki yorgunluğu fark etti. Ona sarılarak, “Güzel annem, sen çok çalışıyorsun. Hadi beraber dinlenelim” dedi. Nagehan, Murat’ın sıcak ve güvenli kucağında kendini rahatlamış hissetti. Birlikte uzun uzun konuşup, geleceğe dair hayallerini paylaştılar.

“Leyla’yı nasıl büyüteceğiz, ona neler öğreteceğiz? Onun için en iyisini nasıl sağlayabiliriz?” diye sordu Nagehan. Murat, elini onun saçlarında gezdirerek, “Birlikte en iyisini yapacağız, merak etme. Ona her şeyi öğreteceğiz, ona güzel bir gelecek hazırlayacağız” diye cevapladı.

İkili, Leyla’nın beşiğinin başında uzun süre beklediler. Minik kızları, huzur içinde uyuyordu. Nagehan, endişeli ama aynı zamanda umutluydu. “Acaba iyi bir anne olabilecek miyim?” diye sordu. Murat, onu sıkıca sararak, “En iyi anne olacaksın, buna eminim. Sen Leyla’yı çok seviyorsun” dedi.

Birkaç hafta sonra, Nagehan’ın annelik rolüne alışmaya başladığı görülüyordu. Leyla’nın ihtiyaçlarını daha iyi anlıyor, onu hızla sakinleştirebiliyordu. Murat da, eşine destek olmak için elinden geleni yapıyordu. Birlikte, bebeklerinin her gelişimsel aşamasını keyifle izliyor, ona sevgiyle bakıyorlardı.

Aile olarak ilk gezintilerini deniz kenarına yaptılar. Leyla’nın tatlı seslerle güldüğünü, deniz havasının onun üzerindeki etkisini görünce Murat ve Nagehan da neşelendiler. Evlerine döndüklerinde, Nagehan, “Biliyor musun, hayatımın en mutlu anları bunlar” dedi. Murat, onu öperek, “Benim de” diye cevapladı.

Yavaş yavaş, Leyla’nın büyüme süreciyle birlikte yeni sorunlarla karşılaştılar. Bebeğin uyku düzeni, beslenmesi, temizliği gibi konularda zaman zaman endişelendiler. Ancak Murat ve Nagehan, birbirlerine güvenerek bu zorlukların üstesinden gelmeyi başardılar.

Bir gün, Leyla’nın altı aylık olduğunu fark ettiklerinde, çift çok duygulanmıştı. “Hayatımızın merkezi oldu, değil mi?” dedi Nagehan. Murat, gururla, “Evet, her şeyimiz o şimdi. Ona verebileceğimiz en iyiyi vermek istiyoruz” yanıtını verdi.

İlk yılın sonuna doğru, Leyla’nın kişiliği daha belirginleşmeye başlamıştı. Gülümsemesi, gülen gözleri, neşeli ifadesiyle Murat ve Nagehan’ın yüreklerini ısıtıyordu. Ailece geçirdikleri zamanlar, onları daha da yakınlaştırıyordu.

Leyla’nın ilk adımlarını attığı gün, Murat ve Nagehan çok heyecanlanmıştı. Leyla, annesinin ve babasının teşvikiyle adım adım ilerlerken, ikisi de gözlerinden yaşlar süzülerek izliyordu. “Bak, kızımız yürüyor!” diye bağırdı Nagehan. Murat da, “İşte bizim minik kahraman!” diyerek onu kucakladı.

Ailece birlikte geçirdikleri her an, Murat ve Nagehan’ın mutluluğunu kat kat artırıyordu. Deniz kenarındaki evlerinde, Leyla’nın büyüyen çocukluk yılları Murat ve Nagehan için en değerli anılar arasında yer alıyordu. Aşkları ve bağlılıkları, tüm zorlukların üstesinden gelmelerini sağlamıştı.

Bir Ömür Boyu

Zaman, Murat ve Nagehan’ın evliliği için yeni bir sayfa açmış, Leyla’nın doğumuyla beraber aile hayatlarına tazelik getirmişti. Yavaş yavaş, işyerindeki zorlukların ve kıskanç çalışanların gölgesi, hayatlarından silinmeye başlamıştı.

Deniz kenarındaki evlerinde, mutlu ve huzurlu bir yaşam kurmuşlardı. Leyla, ailenin yeni göz bebeği olmuştu. Ebeveynler, kızlarının bakımı ve büyütülmesi konusunda uyum içinde çalışıyorlardı. Murat, iş yoğunluğundan elini etek eline alarak, Nagehan’a ve Leyla’ya daha fazla zaman ayırmaya başlamıştı.

Nagehan, annelik rolünü üstlenerek, Leyla’nın bakımıyla ilgilenirken, Murat da eve geldiklerinde ona destek olmaktaydı. Murat ve Nagehan, bebeklerinin büyümesiyle birlikte yeni zorluklar ve sorumluluklar edinmişlerdi. Ama çift, birbirlerine verdikleri destekle bu zorluklara göğüs germeyi başarıyordu.

Aile içindeki iletişim ve bağ, gün geçtikçe güçleniyordu. Leyla, Murat ve Nagehan’ın sevgi ve mutluluğunun somut ifadesi haline gelmişti. Kızlarının bakımını ve büyütülmesini, en önemli görevleri olarak görüyorlardı.

Deniz kenarındaki yaşamları, Murat ve Nagehan’a huzur ve güven veriyordu. Çiftin aşkı, yaşadıkları güçlüklerin üstesinden gelirken de güçlenerek devam etmekteydi. Murat, Nagehan’a karşı beslediği sevgiyi her geçen gün daha çok ifade etmeye başlamıştı. Nagehan da, evliliğinin ve aile hayatının ona kattıklarının farkına varmıştı.

Bir yandan mutlu aile yaşamlarını sürdürürken, diğer yandan da kariyerlerindeki başarılarını da sürdürüyorlardı. Murat, gazetesindeki başarılı köşe yazılarıyla adından söz ettirmeye devam ederken; Nagehan da grafik tasarımlarıyla firmalardan yeni işler almaktaydı. İkili, iş-özel hayat dengesini korumayı başarıyordu.

Leyla’nın ilk doğum günü, Murat ve Nagehan için duygu dolu bir an olmuştu. Kızlarının başarılarıyla gurur duyan çift, ona daha iyi bir gelecek sunabilmek için birlikte çaba gösteriyorlardı. Leyla, onların aşkının ve bağlılığının somut göstergesi haline gelmişti.

Zaman ilerledikçe, Murat ve Nagehan’ın mutluluğu da derinleşiyordu. Küçük kızlarını büyütürken, kendi aralarındaki bağ da pekişmekteydi. Çiftler, ailelerinin ve arkadaşlarının da desteğiyle, hayallerindeki aile yaşamına kavuşmuşlardı.

Elbette, her ailede olduğu gibi, Murat ve Nagehan’ın da zaman zaman küçük gerginlikler yaşadığı oluyordu. Ancak, bu sorunların üstesinden, karşılıklı saygı ve anlayışla gelmeyi başardılar. İkili, evliliklerindeki mutluluğu ve huzuru koruyabilmek için çaba sarf ediyordu.

Leyla’nın büyüyen yılları, Murat ve Nagehan’ın aile hayatının temel taşını oluşturuyordu. Kızlarının başarılarını ve mutluluğunu görmek, çifti de daha da güçlendiriyordu. Leyla’nın güneşli gülümsemesi, ebeveynlerinin kalplerini ısıtıyordu.

Aile, birbirlerine verdikleri destekle, tüm güçlüklerin üstesinden gelmeyi başarıyorlardı. Murat ve Nagehan, evliliklerinin ve aile yaşamlarının sonsuza dek sürmesini arzuluyorlardı. Aşkları, tüm engelleri aştığının en somut göstergesiydi.

Yıllar geçtikçe, Murat ve Nagehan’ın bağlılığı daha da pekişti. Kızlarının büyümesi, çiftin yaşamlarındaki değişimin sembolü olmuştu. Leyla, onların geleceğini ve mutluluklarını temsil ediyordu.

Huzurlu ve mutlu günlerinin ardından, Murat ve Nagehan, birbirlerine olan sevgilerini her geçen gün daha güçlü hissediyorlardı. El ele, geleceğe doğru ilerlerken, geçmişte yaşanan zorlukların ve engellemelerin hiçbir önemi kalmamıştı. Aşkları, tüm sınavlardan başarıyla çıkmıştı.

Bir ömür boyu sürecek olan bu yolculuk, Murat ve Nagehan’ın kalplerindeki sevginin tezahürüydü. Hayatlarının son anına kadar, birbirlerine bağlı kalacaklarına dair verdikleri söz, onlar için en değerli ve en kutsal olandı.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Sonsuz Aşk
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Balıkesir'in Haber Portalı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin