Bazen ne yazacağını bilmeden oturursun ya bilgisayar başına… yada eline çok sevdiğin kalemi alırda başlarsın ya… İşte o kalemin içindeki mürekkebin bittiği yerdeyim şimdi ben. Yazmak istiyorum ama mürekkebim yok… Mutlu olmak istiyorum ama acım çok.
Ama yeniden doğdum acılarımla… Kaybettiğim sandığım şeylerin kazandıklarım olduğunu gördüm içimde yanan mumlar söndükçe. Hani mum sönüne çıkan o koku var ya; çok severim ben o kokuyu. Yeniden başlamak gibi, çocukluğuma dönüş gibi.
Evet özlüyorum çok hemde… Ama sandığınız kişiyi değil.
Severek evlenen hatta karşısındaki kadını ölecek kadar seven bir adamın notları bunlar. Bir insanı mutlu etmek istemek, ona değer vermek suç mu? Önce onun mutluluğunu istemek, ona bir bebek gibi davranmak peki? Böyle davranmanın, üstüne düşmenin, değer vermenin karşınızdaki insanın gözünden “nasıl olsa benim” ” ben istediğimi yaptırırım” demesine sebep olduğunu öğrendim. Kangren olmuş ve bitmiş bir sevginin boşu boşuna bana iki yıl kaybettirmesine izin vermemin salaklığını asla anlatamam. Madem biticekti neden oyaladın. Madem böyle olacaktın neden zaman dedin… Bir çamura bulaştığını anladığında yaşayacağın pişmanlık seni yiyip bitirecek ve ben sana dokunurken bile zarar vermekten korkan ben bunu zevkle seyredeceğim…
Sosyal medya hesabımdan bir merak konusu Elmınt….Seviyorum desem; hemde çok. Bursa da sabah kahvaltısında sanırım Alman bir turistin önümüzde Almond(Badem) istemesi ve bize Elmınt demesi ile başladı bu… kimse bilmedi. Evet Bursa… Radikada Balık yerken gözlerinde aşkı, sevgiyi gördüğüm kadın… Sesini duymadan hatta o güzel gülüşünü görmeden uyuyamadığım ve uzakta olduğum her gece görüntülü konuştuğum güzel kadın…
Siyah saçlarında duyduğum kokuyu, tavacı refikte daha mezeler gelmişken utangaç bir gülümseme ile ” hadi ye ye ” dediğin günü… Sigara içişin bile başkaydı işte… Yemek yerken ki o zarifliğin, kendine has bakışın… Gözlerine bakmak bile nasıl mutlu ediyordu beni….
Oysa söz vermiştin, ben buradayım gitmiyorum diye…. Ama gittin… Siyah saçlarını uzaktan izledim kaç kere… Hayatımdaki E sensin, Hayatımdaki E Elmınt…. Diye haykırsam….
Gulet restoranda yine denize girsek…. Siaji ye yine siyahhh injiiiii desek, Hakem gelse saçma saçma konuşsa lobide…. okumayacaksın görmeyeceksin biliyorum yazdıklarımı ama sen her zaman benimle olacaksın… bugün bu satırları yazdığımdaki gibi…..