Erdoğan, Antalya’daki çeşitli açılış ve incelemelerinin ardından, AK Parti Kadın Kollarınca Dokumapark Modern Sanatlar Galerisi’nde düzenlenen Kadınlarla Büyük Türkiye Yolunda Programına katıldı.
Antalya programı kapsamında 8 milyar 143 milyon liraya ulaşan 89 ayrı yatırımı kente kazandırmanın gururunu yaşadıklarını ifade eden Erdoğan, resmi rakamlara göre toplu açılış töreninde 90 bin katılımcının, Kumluca’da ise 13 bin katılımcının yer aldığını söyledi.
Erdoğan, Kumluca’nın şimdi yeni bir görünüme sahip olduğunu belirterek, “Bunları birlikte yapıyoruz, bundan sonra da birlikte yapmaya devam edeceğiz. Onun için yola çıktığımızda ne dedik: Durmak yok yola devam. Önümüzde uzun bir yol var. Şurada artık bir 4-5 ay gibi dönemde ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları yoğun bir çalışma yapıp, inşallah sandıkları patlatırcasına bir neticeyi alacağız. 2023’ten sonrasını da Türkiye’de biz imar edeceğiz. İşimiz çok” diye konuştu.
“Dünya ancak barış üzerinde yükselir”
Son dönemde dünyanın Türkiye’nin ne yaptığına baktığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
“İşte Rusya-Ukrayna Savaşı’nda ne yaptılar? Dünya herhangi bir müdahalede bulunabildi mi? Hayır. Hepsi silah tüccarlarına yardım ediyor. Dünyada silah tüccarları nasıl kazanacak, nereden neyi kazanacaklar, buna çalışıyorlar. Biz de dünya barışını acaba nasıl sağlayabiliriz, bunun gayreti içerisindeyiz. Aynı günde Sayın Putin ile görüşüyoruz, Zelenskiy ile görüşüyoruz. Nasıl barıştırabiliriz diye bunun gayreti içerisinde oluyoruz. Biz bu samimiyetimizi ortaya koyarak yola devam ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki dünya ancak barış üzerinde yükselir. Bunun için de attığımız adımlardan dünyadaki liderler bize, ‘Tahıl koridorunu açtınız, buradan gönderiyorsunuz’ diyor. Sadece bu değil. Sayın Putin bana diyor ki, ‘Ben bilabedel tahılı vereyim, siz de bunu fakir Afrika ülkelerine ulaştırın.’ Biz de diyoruz ki tamam. Bunu fabrikalarımızda una çevirelim, fakir fukara, garip gureba Afrika ülkelerine gönderelim. Mutabık kaldık. Gel gör ki öyle eller var ki bakıyorsun yüzde 44’ünü, 46’sını nereye gönderiyor yine Avrupa’ya. Fakat biz kararlıyız, tahıl koridorundan fakir fukara, garip gureba Afrika ülkelerine yoğun bir şekilde bu ürünleri göndermeye gayret edeceğiz.”
“Gözyaşlarını dindirmek birinci derecede görevimiz”
Erdoğan, Sakarya ve Kocaeli depremlerini anımsatarak, vatandaşların yaşadığı acıları dile getirdi. “Orada ağlıyordu anneler. O en çok ihtiyaç duydukları durumda hepsi insanımıza ‘Nerede bu devlet’ sorusunu soruyorlardı” diyen Erdoğan, şimdi bu sorunun sorulmadığına, tam aksine afet sebebiyle oluşan zararların rekor sürelerde giderildiğine işaret etti.
Bingöl’de, Van’da, Simav’da bunu gerçekleştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bizim için önemli olan orası. Anamız da orası, babamız da orası, evlatlarımız da orası. Oralardan netice alacağız. Çünkü gözyaşlarını dindirmek bizim birinci derecede görevimiz. Madem biz bu makamdayız, bu makamda bulunduğumuz sürede Akif’in ifadesi ‘Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa koyunu, gelir de adl-i ilahi sorar Ömer’den onu.’ İşte şimdi Kumluca’da, Manavgat’ta, Muğla’da, son dönemdeki olaylarda oradaki ağlayan anneler, o dertliler, mesela bugün bir tanesi şunu da söyledi: ‘Ben böyle bir şeyi umut etmiyordum ama siz beni hakikaten yanıltınız. Süratle yaptınız ve bize teslim ettiniz.’ Fakat evler de maşallah villa. Onun için emeği geçen bakan arkadaşlarıma, müteahhit firmalarımıza çok teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçleri de yakından takip ederek, kalan çalışmaların bir an evvel tamamlanmasını sağlayacağız. Rabb’im devletimize zeval vermesin, milletimizi de her türlü afetten, musibetten, kaza ve beladan muhafaza buyursun.”
“Türkiye’nin kalkınma yolculuğunun nasıl kesildiğini gösteren sembol bir mekandayız”
Tesisin, merhum Menderes döneminde ülkenin içine girdiği kalkınma hamlesinin en mümtaz örneklerinden birisi olduğunu söyleyen Erdoğan, tesisin, Antalya İplik ve Pamuklu Dokuma Fabrikası olarak yıllarca ekonomiye ciddi katkı sağladığını, binlerce kişiye istihdam kapısı olduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Ancak rahmetli Menderes’in temelini attığı bu fabrikayı açmaya maalesef ömrü kifayet etmemiştir. Fabrika, Adnan Menderes’in idam edilmesinden tam 13 gün sonra, 1 Ekim 1961 tarihinde üretime başlamıştır. Dolayısıyla burası, sadece merhum Menderes’in vizyonunun değil, bunun altını çiziyorum, ekranları başında bizi izleyen milletim, CHP’ye gönül veren milletim, 27 Mayıs zihniyetinin ve Yassıada zulmünün de bir nişanesi olarak bunu görsün, Türkiye’nin 70 sene önce başladığı kalkınma yolculuğunun nasıl ve kimler tarafından kesildiğini gösteren sembol bir mekandayız. Rahmetli Menderes’i, hepsinin yalan ve iftira olduğu sonradan anlaşılan ithamlarla alaşağı edenler, demokrasimizi kesintiye uğratmakla kalmamış, ülkemizin altın değerinde yıllarını da çalmışladır. Milletimizin, ismi her geçtiğinde Adnan Menderes’i hayırla yad etmesinin, onu darağacına gönderenleri de nefretle anmasının da sebebi işte budur.”
Üretimi 2003’te duran fabrika ve arazisinin, Kepez Belediyesinin gayretiyle 2015’te yeniden Antalyalılara kazandırıldığını ifade eden Erdoğan, yeşil alanları, müzeleri, kütüphaneleri, bilim ve sanat merkezleri, modern sanat galerisiyle eski fabrika alanını yeni bir cazibe merkezi olarak hizmete sunduklarını anlattı.
Antalya Dokumapark’ın, açılışından bu yana geçen sürede, pek çok kültür, sanat, spor etkinliğine başarıyla ev sahipliği yaptığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yatırımı Antalyalılara kazandıran Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’yü tebrik etti.
“Milletimize vereceğimiz hizmetleri en ince detayına kadar çalıştık”
“Cumhuriyet’imizin 100. yaşını kutlayacağımız 2023’te ülkemiz aynı zamanda demokrasi tarihinin en kritik seçimlerinden birini yapacaktır” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Belki tarihini birazcık öne alacağımız seçimlerle ilgili hazırlıklarımızı zaten uzun bir süredir yürütüyorduk. Birileri kendi iç kavgalarıyla zaman harcarken, biz ülkemize ve milletimize bundan sonra vereceğimiz hizmetleri en ince detayına kadar çalıştık. Türkiye’yi ve Türk milletini, birilerinin ayak oyunlarına, ihtiraslarına, yüksek gerilim hattına mahkum etmemekte kararlıyız. Türk bayrağından, Türk kavramından nefret edenlerle mücadelemizin süreceği bir seçimi yaşayacağımızı şimdiden söylüyorum. Onlar ne yaparsa yapsın, biz işimize bakıyor, usta bir satranç oyuncusu maharetiyle demokrasi ve kalkınma hamlelerimizi tek tek hayata geçiriyoruz.”
Başörtüsüne ilişkin Anayasa değişikliği teklifi
Başörtüsüne yönelik Anayasa değişikliği teklifine de değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi:
Meclis’e sunduğumuz Anayasa değişikliği teklifi ile inşallah kadınlarımızın kılık kıyafet özgürlüğünü garanti altına alacak, aile kurumunu, sapkın akımların sinsi saldırıları karşısında daha muhkem hale getireceğiz. Kimin demokrasi ve özgürlüklerden, kimin de faşizm ve yasaklardan yana olduğunu gösterecek bu tarihi düzenlemenin 400’ün üzerinde kabul oyuyla Meclis’imizden geçeceğini ümit ediyoruz. Milletimizin asırlık hayallerinin sembolü olan Türkiye vizyonumuzu inşa edene kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”
Bu zorlu mücadeleyi son 20 yılda olduğu gibi yine kadınlarla vereceklerine dikkati çeken Erdoğan, “Her zaman söylediğim gibi, kale içeriden fethedilir. Dolayısıyla kadının eli bu işe değdiği anda biz bu işi bitiririz. Türkiye’nin bugün ulaştığı seviyelerde, kırdığı rekorlarda sizin çok büyük emeğiniz ve katkınız var. Türkiye’nin gıptayla takip edilen başarılarında sizlerin alın teri, yürek teri var. Ekonomiden demokratikleşmeye, aileden eğitime, sosyal politikalardan tarıma, turizme kadar her alanda yazdığımız destanda sizlerin payı var. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nın da mimarı sizler olacaksınız. Bunun için tempomuzu biraz daha artırmamız gerekiyor. 2023 seçimlerine kadar durmadan, dinlenmeden çalışmamız, kapısı çalınmadık hane, hanımlar başta olmak üzere gönlü kazanılmadık hiçbir vatandaşımızı bırakmamamız gerekiyor. Sizlere güveniyor, inanıyorum. Aydınlık ve müreffeh yarınlarımıza verdiğiniz ve vereceğiniz güçlü destek için şimdiden şükranlarımı sunuyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salonda bulunan kadınların şahsında, Türkiye’nin refahı ve huzuru için, eşitlik ve adalet için samimiyetle çaba harcayan tüm kadınlara teşekkür etti.
“Yılda 180 ton muz üretiyorum”
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumundan destek alarak muz serası kuran girişimci Gülay Yando, “Kadınsın, çiftçilik yapamazsın. Tanıdığın var mı? Senin görüşün aykırı, sen onlardan değilsin, destek alamazsın” diyenlere kulak asmadan Bakanlığa başvuru yaptığını ve kendisine destek verildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kadınların başarılarına verdiği destek dolayısıyla teşekkür eden Yando, Erdoğan’ın, “Yılda kaç ton muz üretiyorsun?” sorusuna “180 ton” yanıtını verdi.
Erdoğan, “Desene Antalya’nın otellerine herhalde muzunu siz veriyorsunuz?” diye konuştu.
Yando’nun, “Şu Antalya’da 40 çeşit tropik meyve üretimi yapılıyor” demesi üzerine Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün Kumluca’da onu da öğrendim. Dediler ki ‘Biz burada 40 çeşit tropik meyve üretiyoruz.’ Önce bir şaşırdım, sonra da sevindim. Bu felaketi yaşayan bölge şu anda bunu söylüyor. Orada beraberce resimler de çektirdik, o meyvelerin önünde. Bu, beni ayrıca mutlu kıldı. Biliyorsunuz Kumluca domatesin bir numaralı adresi. O sıkıntılı dönemde Sayın Putin’e söylediğimde bizi hiç hakikaten incitmedi. Şöyle bir kısa geçiş dönemi yaşadık ama hemen domates ihracatımızı başlattık. Bir zamanlar muz bizim sofralarımızın lüksüydü ama şimdi sizler bu bölgede öyle bir muz üretimi yapıyorsunuz ki artık bizim için lüks olmaktan çıktı ve muza ulaşmak rahat bir hale geldi. Ben de buradan tüm vatandaşlarımıza diyorum ki, ‘Muz bizim için artık erişilmesi zor bir meyve değil, rahat rahat erişebilirsiniz bu tür iş kadınlarımız olduğu sürece.'”
Yando, çiftçilere yönelik açıklanan yeni destek paketine de başvuru yapacağını söyledi.
“İstedikten sonra başaramayacağımız hiçbir şey yok”
Milli tekvandocu Nur Tatar da başarıları dolayısıyla Van’da adının verildiği bir spor salonunun açıldığına işaret ederek şu ifadeleri kullandı:
“Ben gerçekten çok mutluyum. Bunu nasıl anlatırım bilmiyorum ama gerçekten kadınlar çok güçlü ve istedikten sonra başaramayacağımız hiçbir şey yok. Bu yolda yanımızda olan, asla yanımızdan ayrılmayan Sayın Cumhurbaşkanı’mıza, değerli sizlere çok teşekkürlerimi sunuyorum ve sonuna kadar da bu bilgi ve birikimimi yeni nesillere, gelecek kız çocuklarına aktarmak için elimden gelen bütün mücadeleyi vereceğime söz veriyorum.”