Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde “7. Anadolu Medya Ödülleri” programında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
Toplam 350 mahalli radyo, gazete ve televizyonu bir araya getiren Anadolu Yayıncılar Birliği çıtayı her geçen gün yukarı taşıyor.
Anadolu medyasının sesi ne kadar gür çıkarsa, milletimizin talep ve beklentileri de o kadar duyulacaktır.
Gezi olaylarından, 15 Temmuz’a kadar yaşadığımız her kritik dönemeçte anadolu medyası çok net bir tavır aldı. Yerel medyamızın desteğini hep gördük ve tecrübe etti. Anadolu medyasına ve temsilcilerine kapımızı daima açık tuttuk. Sizlerle bundan sonra dayanışma içinde olmayı sürdüreceğiz.
Özgür, tarafsız ve halka karşı kendini sorumlu hisseden medyanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. 4. kuvvet ifadesi bizim medyamızın da sahiplendiği, sıkça referans aldığı bir kavramdır.
Medyanın asli görevi de zaten vatandaş adına gözcülük yapmaktır. Millete ve memlekete hizmet eden hiç kimse böyle bir medyadan rahatsız olmaz.
12 Eylül darbecilerine manşetlerinden selam çakan medya kuruluşları hatta kalemşörler olmuştur. Gazeteci kılıklı tetikçiler gördük.
“Muhtar bile olamaz dediğiniz kişi cumhurbaşkanı oldu”
Muhtar bile olamaz dediğiniz kişi cumhurbaşkanı oldu. Bu başlıkları atanlara hatırlatmak lazım, kendinize ayar verin, eğer vermezseniz millet size ayar verir.
Kandil’deki terör baronlarını ‘yere izmarit atmıyorlar’ diye övgü yağmuruna tutan basın yayın organları gördük. İşte o Kandil baronları şimdi kız çocuklarının taciz edildiği merkezler haline geldi. Bay Kemal neden konuşmuyorsun? Neden sesin çıkmıyor? Sen kurmazsan millet sana hizaya gelmeyi gösterecek. Şahsımıza manşetlerden ömür biçilmesinden, bebek katillerine sahip çıkanlara kadar medyamızla asla bağdaşmayacak kepazeliklerle karşılaştık. Biz şahsımızı, davamızı ve milli iradeyi hedef alan kirli manşetlerle de mücadele ettik.
İnşallah Türkiye Yüzyılı’nı da medyamızla birlikte yükselterek gençlerimize emanet edeceğiz.
2023’ün Türkiye’sinde basın, 80’lere 90’lara göre daha özgürdür ve halkın gözünde daha çok itibar kazanmıştır. Basın yayın kuruluşları asli görevlerini yerine getirmesinde bizim dönemimizde kavuşmuştur. Herkes dezenformasyon yapmadığı sürece istediğini yazma özgürlüğüne sahiptir.
“Türkiye’nin önünü kesemeyeceksiniz”
Türkiye ile ilgili basın özgürlüğü karnesi düzenleyenlerin söz konusu kendileri olunca nasıl faşizanca davrandıklarını hepimiz gördük.
İnternet üzerinden yürütülen medya faaliyetlerini düzenleyen Dezenformasyon yasası, gerçekten gazetecilik yapanla gazetecilik adı altında şarlatanlık yapan arasında ayrımı ortaya çıkacaktır.