Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, Baykar’ın yaptığı hiçbir işte tek kuruş kredi kullanmadığını, AR-GE dayanağı yahut nakit hibe almadığını belirterek, “(Şirket olarak) Dayanakları hiç almadık, uzak durduk. Her vakit kendi yağımızda kavrulmayı seçtik.” dedi.
Habertürk TV’de “Kübra Par’la Açık ve Net” programına katılan Bayraktar, gündeme ait soruları yanıtladı.
“KIZILELMA PROJESİNDE 3 BİN 500 KİŞİ ÇALIŞIYOR”
Milli teknolojiyle geliştirilen en yeni insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma’yı birinci sefer 30 Ağustos’ta TEKNOFEST Karadeniz’de halkla buluşturduklarını hatırlatan Bayraktar, 14 Aralık’ta birinci uçuşun gerçekleştirildiğini, bunun çok kritik kilometre taşı olduğunu söyledi.
Kızılelma’nın büsbütün öz sermaye ile Baykar’ın yüzde 100 imkanlarıyla geliştirildiğini lisana getiren Bayraktar, “Bize kimsenin Kızılelma’yı üret, geliştir üzere bir talebi olmadı. Dünyanın en büyük teknoloji firmalarından biri olmamızdan ötürü ülkemizin geleceği açısından bunun ne kadar kıymetli olduğunu bildiğimiz için kendi imkanlarımızla adım attık.” diye konuştu.
Bayraktar, Kızılelma’nın havacılık noktasında Türkiye’yi bölgesel ve global manada harika güç düzeyine çıkaracak teknoloji olduğunu kaydederek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bu projede yaş ortalaması 27 olan, 3 bin 500 kişi çalışıyor. Kızılelma çok uzun soluklu bir proje. Biz şu an ses altı suratında uçan birinci varyantı üzerinde çalışıyoruz. Ses üstü suratlara çıkan, çift motorlarda olan, hava-hava, hava-yer mühimmatlarının, Aselsan’ın geliştirdiği radar teknolojilerinin, elektro optik üzere teknolojilerin entegre edildiği Kızılelma 20-30 yıl boyunca hayatımızda olacak.
Mini sınıf, taktik, taarruzi sınıfı İHA’lar ve en son Kızılelma. Bizim Baykar olarak Kızılelma’dan sonra amacımız uzay teknolojisi alanlarında yatırımlar yapmak. Bugün ülkemizde tüm vatandaşlarımızı korumak için onlarca İHA var. Tüm bu ekosistemi, hava araçlarının altyapısını desteklemek için uzayda da bir hakimiyet oluşturmamız gerekiyor.”
“BENİ TUTUKLAMAK İÇİN ANKARA’DA SAVCIYI ARADILAR”
Haluk Bayraktar, Bayraktar TB2’nin doğuş sürecinden bahsederek, şu bilgileri verdi:
“Türk Silahlı Kuvvetleri ’15 bin feette uçabilen, 6 saat havada kalabilen 100 kilometreden haberleşebilen bir insansız uçak sistemine gereksinimimiz var’ dedi. İki tane firmayı davet ettiler. Hiç bir AR-GE dayanağı verilmedi. Bizden teminat mektubu istendi. O vakitler biz çok ufak bir firmayız. 2007 yılında projeye davet edildik. 2009 yılında uçağı uçurmak için pist bulamadık. Projeye mani olmak isteyen bürokrasi Kastamonu’da, Çorlu’da, Keşan’da bize uçuş müsaadesi vermedi.
6 ay bekledikten sonra periyodun 1. Ordu Kumandanı Ergin Saygun şahsen buyruk vererek uçuşun yapılmasını sağladı. Ankara’dan o devirde müsaade çıkmadı. Dünyanın en meşhur silahsız insansız hava aracı Bayraktar TB2 birinci uçuşunu 2009 Haziran ayında Keşan’da müsaadesiz yaptı. Hiçbir banka bize teminat mektubu vermedi. O devirde Kale Kümesi ile ortak olduk. Külfetlerden ötürü 2009 Ağustos ayında babamın aort damarı patladı.”
Bayraktar, Ekim 2009’da askerden müsaade alarak Sinop’a uçuş testine gittiğini, sonun 18 bin feet olduğu demo uçuşunda 19 bin feet yüksekliğe çıktıklarını, öğle 14.00’te kalkan uçağın gece 22.00’de indiğini anlattı.
Dışarıdan gelen asker üniformalı bir kişi gece karanlıkta otomatik olarak inen uçak için mazeret uydurarak, “Ben bu uçağın otomatik indiğine inanmıyorum. Sen tuşa bastın indi. Tutanağa otomatik iniş yazılmayacak” dediğini aktaran Bayraktar, şunları söyledi:
“Benim kısa periyot askerlik yaptığımı, müsaade alıp geldiğimi öğrenen bu asker kılıklı zat, biz kendimizi anlatmaya çalışırken bana dönerek bir anda ‘Çavuş temel duruşa geç’ dedi. Daha sonra bana dönerek ‘şerefsiz’ diye bağırdı. Ben de yanıtını verdim. Beni tutuklatmak için Ankara’da savcıyı aradılar. O periyodun savcısı herkesin sözünün alınması talimatını verdi.
Heyette olmayıp dışarıdan gelip bize hakaret eden bu kişi 3 ay sonra askerlikten istifa edip rakip firmada işe girdi. Başka firma kriterleri sağlayamadı. Ocak 2010’da Savunma Sanayii Başkanlığı İcra Şurası toplandı. Taktik İHA programında işi kazanan 24 adet uçak üretecekti. Bizden 12 adet uçak üretmemiz istendi. İhaleyi kaybeden firmaya yeni proje açtılar. Onlara da 6 tane katapulttan atılan ve paraşütle inen uçak yapmaları için sipariş verdiler. Biz kontrat için 2,5 sene bekledik. Kaybeden firma ile mukaveleyi bizden 1 sene evvel imzaladı.”
“CUMHURBAŞKANLARI ‘ALMAK İÇİN SIRAYA GİRDİK’ DİYE AÇIKLAMA YAPIYOR”
Baykar Genel Müdürü Bayraktar, kendilerine yönelik engellemelere ait, “Bizim bürokrasimiz dikkatlidir, asker 5 kez düşünür, bunun için mi müsaade verilmedi yoksa size yönelik özel bir engelleme mi vardı?” formundaki soru üzerine, bu mevzuları ayrıntılı bilenlerin çok yeterli bildiğini, bilmeyenlerin ise kasıtlı olarak iftira atabildiğini söyledi.
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2004’te ulusal ve özgün üretim modeli konusunda bir irade konduğunu fakat sistemin buna hazır olmadığını lisana getiren Bayraktar, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Karşılaştığınız şeyler daha evvel bu alanda hiç kimsenin karşılaşmadığı şeyler. Çok farklı şeylerle karşılaşabilirsiniz. Ben size yüzlerce olumsuz engelleme, karşılaştığımız ince oyunlar sayabilirim. Lakin sonuca baktığınızda bu işler şu anda muvaffakiyete ulaşmış. Bağımlı olan bir Türkiye’den kendi gereksinimlerini en düzgün halde karşılayan bir ülkeye, bunun da ötesinde 27 ülkeye ihracat yapan, bunun dış siyasette kaldıraç tesirini yaşayan bir pozisyona gelindi. Bu dış siyasette büyük de bir kazanımdır aslında. Şu an ülkelerin cumhurbaşkanları ‘Biz Bayraktar TB2 almak için sıraya girdik’ diye açıklama yapıyor.”
“HİÇBİR İŞİMİZDE TEK KURUŞ KREDİ KULLANMADIK”
Haluk Bayraktar, devletin kendilerine özel bir takviyesinin bulunduğuna ve bunun da adil rekabeti ortadan kaldırdığına yönelik argümanlara ait şu karşılığı verdi:
“Bu da atılan iftiraların en büyüklerinden bir tanesi. Selçuk Beyefendi (Bayraktar) 2016’da damat oldu. Biz 2016’dan evvel aslında Bayraktar TB2’yi geliştirmiş, SİHA olarak TSK’ye teslim etmiş bir firmaydık. Tekrar döner kanatlı Malazgirt İHA’yı da teslim etmiştik. Bayraktar Küçük İHA’yı 2007’de geliştirip teslim etmiş bir firmayız. Aylarımız, yıllarımız aslında Güneydoğu’da, Cudi’de, Gabar’da geçmiş. Biz bu alanda gece gündüz AR-GE yapan bir firmayız. Baykar yaptığı hiçbir işte 40 yıllık hayatı boyunca tek kuruş kredi kullanmamış bir firma. Hiçbir vakit kredi kullanmadık.”
“AR-GE DAYANAĞI ALMADIK, NAKİT HİBE KULLANMADIK”
Baykar Genel Müdürü Bayraktar, Savunma Sanayii Başkanlığından olağanda AR-GE takviyesi alan binlerce firmanın bulunduğunu kaydederek, şunları söyledi:
“Biz bir kuruş AR-GE dayanağı almadık. AR-GE mukavelesi imzalamadık. Nakit hibe kullanmadık. Sattık, ihraç ettik. Kazandığımızı projelerimize kaynak yaptık. 2022’de Baykar’ın imzaladığı kontratların yüzde 99,3’ü ihracattan. Bu türlü bir firma hiç gördünüz mü? Tek kuruş kredi, nakit hibe kullanmamış. Baykar’ın varlığı aslında rekabet ortamı oluşturuyor. Baykar’dan evvel Türkiye İsrail’den Heron’ları alıyordu. Onlarca dert yaşadık, silahlı bile değildi. Aslında silahlı olanını da Türkiye’ye vermiyorlardı. Bu SİHA bile olmayan Heron’ların fiyatı Bayraktar TB2’nin 5 katıydı. Türkiye Bayraktar TB2 öncesinde Heron’lardan da evvel Gnat İHA alıyordu. Ortalama uçuş ömrü 100 saat olmuş. 100 saat nedir ki biz aylık 15 bin saat uçuyoruz. (Sizinkilerin ne kadar?) 600 bin saatteyiz biz. Baykar’ın varlığı esasen rekabeti ve maliyet aktifliğini getiriyor.”
“İFTİRA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Haluk Bayraktar, DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan’ın Baykar’a yönelik açıklamalarına ait, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İddialara, iftiralara gelelim. Birinci evvel spiker soruyor: ‘Selçuk Bayraktar’ın ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan kaybederse bu işler engellenir’ diye bir tabiri var’ deniliyor. Bir defa o denli bir tabiri yok Selçuk Bayraktar’ın. Selçuk Beyefendi bu türlü stratejik hususlarda mevcut iktidar dahil bir gevşeme gösterirse bu projelerin risk altında olduğunu söyledi. Siyasi hesaplarla yapılacak her müdahalenin bu projeleri sonlandırmaya yeteceğini söz etti. AR-GE herkesin dayanak vermesi gereken bir süreç. Biz bunları yaşadığımız için biliyoruz lakin yaşamayanlar bilemez.
Beyefendi 8 yıl MGK üyeliği yaptığını söylüyor. ‘8 yıl MGK üyeliği yapan bir kişi bir gün, ‘Ben bu ülkede bütün dünyanın konuştuğu Bayraktar TB2 nedir? Bu Baykar ne yapıyor demez mi? Bir fuara gelir, firmayı ziyaret eder… Bir fuar yaptık (SAHA Expo) geçtiğimiz kasımda. İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace geldi. Sabah 09.00’dan öğle 15.00’e kadar durdu. Bayraktar SİHA’ların ne kadar oyun değiştirici olduğunu söz etti. Bulgaristan’ın, Malezya’nın Cumhurbaşkanları geldi, fabrikamızı ziyaret etti.
Sayın Kılıçdaroğlu 2012’de Baykar’a geldi, TEKNOFEST’e de geldi. Onun gelmesine karşın maalesef CHP’den bir küme başkanvekili milyonların katıldığı dünyanın en büyük şenliğini ‘Damadın TEKNOFEST’i’ diyerek itibarsızlaştırmaya çalıştı. ‘İstikbal göklerdedir diyen’ bir başkanın, Atatürk’ün kurduğu parti CHP değil mi?”
Bayraktar TB2’nin kontrat imzalaması basamağında bankaların kendilerine teminat mektubu vermediğini kaydeden Haluk Bayraktar, yazdıkları mektup sonrası, firmayı pahalandıran İş Bankası grubunun “Sizlerin eğitimleri, mesleği bizim için teminattır. Dünyanın en yeterli üniversitelerinde lisans, yüksek lisans yapmışsınız.” dediğini aktardı. Bayraktar, bunun akabinde İş Bankası’ndan teminat mektubu alabildiklerini anlattı.
Selçuk Bayraktar’ın, “Mevcut iktidarda dahi bu bahislerde bir gevşeme olursa bu projeler risk altında olur.” tarafındaki kelamına işaret eden Bayraktar, şunları söyledi:
“Bunun ne kadar hakikat olduğunu gördük. Alenen bir iftira ile karşı karşıyayız. Türkiye savunma ve havacılık kesiminin bu yıl ihracatı 4,2 milyar dolar. Bunun 1,2 milyar dolarını Baykar yaptı. Toplam 27 ülke ile ihracat mutabakatı yapan, 2022’de 18 ülkeye SİHA teslim eden, Türkiye savunma havacılık endüstrisi ihracatının yüzde 28’ini yapan bir firma Baykar. 1000’den fazla yerli tedarikçisi olan, 3 bin 500 kişinin çalıştığı bir firmaya, siz ‘bütün kaynaklar tek firmaya veriliyor, rekabet yok, şımarıklık oluşur, dokunuruz’ iftiralarıyla ve tehditleriyle lisan uzatacaksınız ve buna biz toplumsal medyadan karşılık verince siyasi bir yapı olacağız. Bu türlü bir şey olabilir mi?”
“DEVLETE FARKLI SINIFLARDA İHA TESLİM EDEN 7 ŞİRKET VAR”
Bayraktar, “Baykar, devlet ya da iktidar tarafından başka firmaların rekabeti engellenecek biçimde destekleniyor mu?” halindeki soruya karşılık, bu türlü bir şeyin mümkün olmadığını, Baykar’ın varlığının rekabeti doğurduğunu anlattı.
Baykar Genel Müdürü Bayraktar, devletin ulusal güvenliğe yönelik projeleri desteklemesinin doğal olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:
“Ancak biz Baykar olarak bu takviyeleri hiç almadık, uzak durduk. Her vakit kendi yağımızda kavrulmayı seçtik. Hiçbir vakit nakit hibe istemedik. Biz daima geliştirelim, satalım, ihraç edelim dedik. Hiçbir vakit kredi kullanmadık. Hakkımız olduğu halde nakit dayanak ve hibe kullanmadık. Düşünün ki zati hiçbir nakit takviye, hibe kullanmadığımız halde üstelik tümüyle öz kaynaklarımızla yürüttüğümüz böylesine stratejik bir işte ne biçim karalamalara, iftiralara maruz kalıyoruz, bu imkanları kullanmış olsak kim bilir ne biçimde saldıracaklardı. İstiyoruz ki dünya çapında bir eserimiz olsun. 1,2 milyar dolar ihracatı biz 1 tane eserle yaptık. Savunma endüstrinde kısa bir mühlet evvel çalışan firma sayısı 15 civarındayken bugün dalda iş yapan 2 bin firma var.”
Bayraktar TB2 için sıra olduğunu, sipariş verenlerin 3 yıl beklediğini lisana getiren Bayraktar, Türkiye’de TSK’ye alınan her türlü İHA ve SİHA’nın şeffaf bir süreçle ve ihaleyle alındığını, devlete İHA teslim eden 7 farklı şirketin (Farklı sınıfta sistemler üreten) bulunduğunu vurguladı.
Haluk Bayraktar, Baykar’ın ihalelerde öbür şirketlerden farklı değerlendirilmesinin kelam konusu dahi olmadığını tabir ederek, esasen ürettiklerinin büyük bir kısmını ihraç ettiklerini anlattı.
Bayraktar TB2’nin dünyanın en meşhur silahlı insansız aracı olduğunu vurgulayan Bayraktar, hiç kimsenin, hiçbir ülkenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı olduğu için Selçuk Bayraktar’dan SİHA almadığını söyledi.
Bayraktar, “Baykar, şu anda dünyanın en büyük İHA ihracatçısı. Dünyada bizden fazla ülkeye bu ölçekteki İHA’ları veren öteki bir firma yok.” diye konuştu.
“BÜTÜN YATIRIMLARIMIZI KENDİ KAYNAKLARIMIZLA YAPTIK”
Haluk Bayraktar, Türkiye’nin önde gelen firmalarının yatırım teşvik için devlete başvurabildiğini, her kesimden farklı işler yapan 55 firma için yatırım teşvik evrakı düzenlendiğini, kendilerinin de Baykar olarak başvurduklarını belirterek, proje teşviklerine başvuran firmaların tamamına yakınının nakit dayanağı kullandığını söyledi.
Bayraktar, “Biz yalnızca herkesin kullandığı, kendi öz kaynaklarımızla yatırımı yaptıktan sonra, o tesis kar ettiğinde vergi ödeyeceği vakit onu karından düşürme imkanı var. Bunu aslında yüzlerce firma alıyor. Sütçülük yapan da hayvancılık yapan da otomotiv yapan da alıyor. Bütün yatırımlarımızı kendi kaynaklarımızla yaptık.” açıklamasında bulundu.
