Genel Kurulda, gündem dışı konuşmalardan sonra grup başkanvekilleri yerlerinden söz aldı.
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, Bursaspor-Amedspor maçında yaşananlara değinerek, “Açıkça ırkçı, şiddet yanlısı bir gösteri yapıldı. Bu, Amedsporlu oyunculara ve Amedspor’u savunan herkese yönelik bir ırkçı gösteriydi. Bu işler nefret suçuna giriyor.” diye konuştu.
Futbol Disiplin Talimatı’nın maddelerine bakıldığında hem futbolcular hem teknik heyet hem hakemler açısından suç işlendiğini söyleyen Oluç, bunların profesyonel şekilde organize edildiğini öne sürdü.
Gözlemci raporlarını ve hakem raporlarını beklediklerini dile getiren Oluç, “Irkçılığın sonu felakettir. Amedspor karşısında bu ırkçı girişim Bursa’ya, Bursaspor taraftarına yakışmamıştır.” ifadelerini kullandı.
– “Her vebalin bir bedeli var”
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın depremzedelere yönelik “helallik istiyorum” şeklinde açıklama yaptığını anımsatarak, “Demek ki neymiş, muhalefetin sesine ilk başta kulak vermek lazımmış.” dedi.
Kızılay deyince akla kan stoku, çadır stoku ve erzak stokunun geldiğini belirten Altay, “Üçüncü gün devlet kendini gösterebildi. ‘Devlet hiç yoktu’ demiyorum ama gerçek. Sayın Cumhurbaşkanının da altını çizdiği ama CHP’nin ilk gün söylediği gerçek, maalesef bir vebal. Her vebalin bir bedeli var.” yorumunu yaptı.
Kızılay ve AFAD’ın çadır kurmada yetersiz kaldığını, Kızılay’ın çadır sattığını iddia eden Altay, “(Efendim seçimle geliyor) Neyle gelirsen gel kardeşim, o adamın orada durması abesle iştigaldir. AFAD yöneticileri aynı şekilde.” ifadelerini kullandı.
Çalışanlar ve gönüllülerin görevini yaptığını, yöneticilerin görevlerini yapmadığını savunan Altay, “Deprem öncesi ihmaller, sonrası beceriksizlik ve özensizlikten dolayı ölü sayımız depremin vurduğundan fazla olmuştur. Depremin şiddet ve büyüklüğünden ziyade öncesi ihmal, sonrası beceriksizlikten dolayı daha çok insanımız canını kaybetti. Ben inanıyorum; ilk gün Türk Silahlı Kuvvetleri, madenciler oraya yetiştirilebilseydi bugün ölmüş olan en az 10 bin kişi hayatta olacaktı. Bunun bir bedeli olmamalı mı?” değerlendirmesinde bulundu.
– “Politikaları uyum içerisinde icra edeceğimize hiç kimsenin şüphesi olmamalı”
İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, depremin bir doğa olayı olduğunu ancak depremi felaket haline getirenin, yetkileri nispetinde sorumluluk almayan iktidarlar olduğunu ileri sürerek, “On binlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiği, hikayelerinin yarım kaldığı, şehirlerin yıkıldığı, canlarımızın böylesine yandığı bir felaketin sorumluluğundan da helallik istenerek kurtulunamaz. Çünkü depremi felakete, enkaz alanlarını adeta suç mahalline çeviren iktidarın tedbirsizliğidir.” diye konuştu.
Daha büyük bedeller ödememek, daha büyük acılar ve kayıplar yaşamamak için harekete geçmek gerektiğini vurgulayan Dervişoğlu, “Ortak mutabakat metnimiz çerçevesinde atacağımız adımları ve uygulayacağımız politikaları uyum içerisinde icra edeceğimize hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.” dedi.
Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığının kurulması gerektiğini ifade eden Dervişoğlu, “Kaçak yapılaşmayı teşvik eden imar affı politikası kesinlikle sona erdirilmelidir. Depremle ilgili suçlar Türk Ceza Kanunu’nda ‘ağırlaştırılmış suçlar’ olarak düzenlenmelidir. Türk Ceza Kanunu’nda nasıl ki devlete karşı işlenmiş suçlar varsa nasıl ki topluma karşı, çevreye karşı işlenmiş suçlar varsa ‘kentlere ve tarihi dokuya karşı işlenen suçlar’ kavramı da hukuk sistemimize eklenmelidir.” yorumunu yaptı.
– “Spor kulüplerinin nefret suçunu ortaya çıkarabilecek afişlerle ilgili önlemler almasını tavsiye ediyoruz”
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, stadyumların bir siyasi arena haline dönüştürüldüğünü belirterek, en son Bursa’da yapılan bir maçta terörizmin desteklendiği bir operasyonun ortaya çıktığını söyledi.
Elitaş, “Kardeşliğimize zarar verecek böyle gösterileri AK Parti Grubu olarak şiddetle kınıyoruz ve telin ediyoruz. Tüm spor camiasının, spor kulüplerinin, böylesine kardeşliği bozacak, fitneyi, nefret suçunu ortaya çıkarabilecek konularla, afişlerle ilgili önlemler almasını tavsiye ediyoruz.” diye konuştu.
Parlamento ile 18 Şubat 2023 tarihli bir veriyi paylaşmak istediğini belirten Elitaş, Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerde il il yıkılan yapıların özelliklerini ve sayılarını aktardı:
“Adana’da toplam yapı sayısı 430 bin 837; 1999 sonrası inşa edilen yapı sayısı 139 bin 368 yani yüzde 32,3’ü 1999 sonrası inşa edilen yapı. Yıkılan yapı sayısı 18; 1999 öncesi inşa edilip yıkılan yapı sayısı 17, yıkılan yeni yapı sayısı 1. Adıyaman’da toplam 119 bin 307 yapı var, bunlardan 60 bin 911’i 1999 sonrası inşa edilen yapı. Yıkılan yapı 2 bin 742; eski olan yapı 2 bin 610, yıkılan yeni yapı sayısı 132. Gaziantep’te 307 bin 841 bina stoku var, 130 bin 875 yapı 1999 sonrası. Gaziantep’te yıkılan yapı sayısı 2 bin 665; 2 bin 571’i eski bina, 94’ü yeni bina. En çok hasar görmüş Hatay’da 351 bin 29 yapı var, bunların 150 bin 280’i 1999 sonrası. Yıkılan bina sayısı 5 bin 885; bunlardan 5 bin 755’i 1999 öncesi yapılan yapılar, 130 tanesi 1999 sonrası yapılan yapılar. Kahramanmaraş’ta yıkılan bina sayısı 3 bin 746, eski yapı sayısı 3 bin 582, yeni yapı sayısı 164. Malatya en büyük hasar gören illerimizden biri. Yıkılan bina sayısı 2 bin 335, eski yapı 2 bin 299, yeni yapı 36. Bu çerçevede baktığımızda toplam binaların yıkılan yapı sayısı ile eski-yeni oranına baktığımızda yıkılan binaların yüzde 97’si 99 öncesi eski binalardan.”
İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, AFAD başta olmak üzere, bütün kamu kurum ve kuruluşlarının deprem bölgesine hızlı bir şekilde intikal etmeye çalıştığını dile getiren Elitaş, depremin olduğu 6 Şubat günü kara kışın yaşandığını belirtti.
Ne uçakların kalkabildiğini ne de helikopterle ulaşma imkanının olduğunu kaydeden Elitaş, “Tıpkı rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun 2009 seçimlerinde helikopterinin yaptığı kazanın yaşandığı bir iklimle, bir hava muhalefetiyle karşı karşıya olduğumuz bir dönemi yaşamış oluyoruz.” dedi.