Sahip olduğu özellik, donanım ve yazılımlar ile farklı gereksinimlere yönelik tahliller sunan endüstriyel drone’lar, güç bölümünde fark yaratıyor. DJI Enterprise’ın son teknolojiye sahip endüstriyel drone’ları, sağladığı hakikat datalar ile kritik kararları almayı kolaylaştırırken, iş gücü ve vakit açısından da büyük bir verimlilik sunuyor. Alanda klâsik prosedürlerle haftalarca süren kontrol ve denetim operasyonları, drone’lar ile 1 gün üzere kısa bir müddette tamamlanabiliyor.
Endüstriyel alanda sonları zorlayan tahlillerle teknolojiyi her geçen gün ileri taşıyan DJI Enterprise’ın Türkiye’de Bilkom garantisiyle pazara sunulan yenilikçi drone’ları, güç bölümünde şirketlere üstün performans ve verimlilik vadediyor. Şiddetli alanlarda kontrolörlerin yerine keşif ve kontrol vazifesi yapan drone’lar, belirlenmiş rotalar boyunca otonom uçuşlar yaparak yüksek doğruluğa sahip datalar topluyor. Topladığı bilgileri, kullanımı kolay yazılımlarla tahlil ederek güç santralleri ve nakil çizgilerindeki kusurları tespit etmeyi ve oluşturulan raporu bakım grupları ile paylaşmayı mümkün kılıyor.
Drone’ların güneş gücü alanında kullanımı süratle yaygınlaşıyor
Son yıllarda gerek özel şirketler gerekse dünya ülkeleri, yenilenebilir güç gayeleri doğrultusunda güneş gücüne daha fazla yatırım yapıyor. Güneş gücüne yönelik yatırımlar arttıkça verimliliğin de değeri artıyor.
Binlerce güneş panelini içeren ve geniş alanlara yayılan tesislerde kırık, hasarlı ve arızalı bir ekipman, olağan koşullarda yalnızca yakın inceleme ile tespit edilebiliyor ve bu operasyon önemli bir iş gücü ile vakit gerektiriyor. Bunlara bağlı olarak da maliyetler artıyor.
Oysa güneş gücü çiftliklerinde drone’ların etkin olarak kullanımı ile şirketler, klâsik sistemlere göre çok daha süratli bir halde kontrol, denetim ve keşif faaliyetlerini yürütebiliyor. Çalışmayan yahut arızalı paneller çok daha süratli bir biçimde termal kameraya sahip drone’lar tarafından tespit edilerek kayıpların önüne geçiliyor. Bu yolla hem verimlilik artıyor hem de maliyetler azalıyor.
Diğer yandan güneş çiftlikleri çok geniş alanlara yayıldığı üzere dağ kenarları, su birikintileri ve çatılar üzere erişim açısından kuvvetli yerlerde olabiliyor. Drone’lar sayesinde çalışan güvenliğini tehlikeye atmadan çarçabuk güçlü alanlardaki misyonlar yerine getirilebiliyor. Klasik denetimler sırasında sıklıkla yaşanan sağlam panellere ziyan verme riski de drone’lar ile minimuma inmiş oluyor.
AI tabanlı bulut özelliği ile kusurlar süratli ve gerçek formda tahlil edebiliyor
Mavic 3 Enterprise serisi drone’lar ile güneş gücü santralinin tipine ve büyüklüğüne bağlı olarak uçuş rotaları çarçabuk planlanabiliyor. Aygıt, arazi farkındalık sistemi sayesinde yükseklik değişimlerine cevap verebiliyor, tüm santrali otomatik olarak denetim etme imkanı sunuyor. Esnek ve stabil üç eksenli gimbal sayesinde kamera açısı otomatik olarak ayarlayabiliyor. Eğimli güneş panellerine her vakit dik açıdan geçerek, kızıl ötesi yansıma datalarını yüksek doğrulukla yakalıyor. Yüksek ve hassas algılama oranına sahip aygıtlar, sıcak noktaları, diyot kusurlarını ve çok daha fazlasını algılayabiliyor. Ayrıyeten üretimde ne kadar güç kaybedildiğini ölçerek, kaybın önlenmesine ait talimatlar sağlıyor. Drone, AI tabanlı bulut özelliği de taşıyan yazılımlar sayesinde kusurları süratli, hakikat ve otomatik bir formda tahlil edebiliyor. Bu halde tüm idare ve operasyonun kusursuz formda işlemesi sağlanıyor. Tüm bu özelliklerle 500 MW’lik bir güneş çiftliğinde klâsik metotlarla ortalama 1 ay süren incelemeler, drone’lar sayesinde 5-6 saat üzere kısa bir müddette tamamlanabiliyor.
Rüzgar gücü tesislerinde ve elektrik nakil sınırlarında da drone kullanımı fark yaratıyor
DJI Enterprise drone’ların güç bölümünde fark yarattığı alanlardan bir oburu ise elektrik dağıtımı. Türkiye’deki 21 elektirik dağıtım bölgesinin 14’ünde etkin olarak kullanılan DJI teknolojisiyle nakil çizgilerindeki arızalar çok daha süratli tespit edilebiliyor, datalar tahlil edilerek tahliller geliştirilebiliyor. İnsan güvenliğini de ön plana çıkaran drone’lar; arızanın nerede olduğunu tespit ederek, şebekenin ulaşılması güç vadi, zirve, yamaç gibisi alanlar ya da orman içi ve karla kaplı noktalara ulaşıyor. Klasik yollarla günde ortalama 3 güç nakil istasyonunda kontrol yapılabilirken, dronelar ile bu sayı 20’ye kadar çıkabiliyor.
Drone’lar elektrik dağıtım dalında olduğu üzere rüzgar gücü ile alakalı süreçlerde de bilhassa rüzgar türbinlerini ve ilgili altyapısını güzelleştirme konusunda kıymetli katkılar sağlıyor. Drone’lar sayesinde rüzgar gücü dalındaki çalışanların saha güvenliği artarken, türbinlerin bakım maliyetleri, kontrol maliyetleri düşüyor ve hatta arıza mühleti de en aza indiriliyor. Rüzgar tribünü etkin bir halde çalışırken kontrol ve denetimler yapılıyor. Bu biçimde üretimin aksaması önlenebiliyor.
DJI Mavic 3 Enterprise serisi kuvvetli şartlarda misyon başında
Tek elle taşınabilen, kompakt ve çok süratli misyona hazır hale getirilebilir özellikleri ile DJI’ın amiral gemisi Mavic 3 serisinin güçlü drone serisi Mavic 3 Enterprise, kuvvetli endüstriyel misyonlarda kullanılmak üzere tasarlandı. 56X hibrit zoom kameraya sahip olan Mavic 3E,
Portatif yapısına rağmen daha fazla güç ve daha fazla verimlilik sunuyor. Aygıt, uygunlaştırılmış uçuş mühleti ve rüzgar direnciyle misyon verimliliğini tepeye taşıyor. Mavic 2 Enterprise Advanced’in geliştirilmiş yeni giriş düzeyi termal drone Mavic 3T, objeleri yerinde süratli bir formda tanımlayarak şuurlu kararlar vermek için yüksek çözünürlüklü bir termal sensöre sahip. Tıpkı vakitte düşük ışık yahut düşük sıcaklık üzere güçlü şartlarda da vazife yapabilen drone serisi, azamî verimlilik ve güvenlik sağlıyor. DJI Enterprise’ın üstün özelliklere sahip drone’ları Türkiye’de Bilkom garantisiyle satışa sunuluyor.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
